تفسير القرآن
Şabi dedi ki: “Bir yahudi ile bir münafık arasında bir husumet vardı. Rüşvet almayacağını bildiği için, yahudi münafığa: “Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-’e muhâkeme olalım” dedi. Fakat münafık yahudilerin rüşvet aldığını iyi bildiği için yahudilere muhâkeme olalım dedi. Sonunda Cuheyne’den bir kâhine muhâkeme olmaya karar verdiler. Bunun üzerine "(Ey Muhammed!) Sana indirilen Kur’an’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun? Tâğût’u tanımamaları kendilerine emrolunduğu hâlde, onun önünde muhâkeme olmak istiyorlar." ayeti indirildi.  
عن الشعبي قال: كان بين رجل من المنافقين ورجل من اليهود خصومة فقال اليهودي: نتحاكم إلى محمد؛ لأنه عرف أنه لا يأخذ الرِشْوَةَ، وقال المنافق: نتحاكم إلى اليهود؛ لعلمه أنهم يأخذون الرِشْوَةَ، فاتفقا أن يأتيا كاهنا في جُهَيْنَةَ فيتحاكما إليه، فنَزلت: {أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يَزْعُمُونَ أَنَّهُمْ آمَنُوا بِمَا أُنْزِلَ إِلَيْكَ وَمَا أُنْزِلَ مِنْ قَبْلِكَ يُرِيدُونَ أَنْ يَتَحَاكَمُوا إِلَى الطَّاغُوتِ...}.

شرح الحديث :


Şa’bi -rahimehullah- “(Ey Muhammed!) Sana indirilen Kur’ân’a ve senden önce indirilene inandıklarını iddia edenleri görmüyor musun?” ayeti kerimesinin iman iddiasında bulunup, adil hükümden kaçarak Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’den başka birisinin yanında muhâkeme olmak isteyen kimse için nazil olduğunu rivayet etmiştir. Önemsemeden tağuta muhâkeme olmaya götürmesi onun imanını iptal etmiştir. Bu da onun, iman iddiasında yalancı olduğunun delilidir. Kim, onun yaptığının aynısını yaparsa bu hükümde onun gibidir.  

ترجمة نص هذا الحديث متوفرة باللغات التالية