البينة

تفسير سورة البينة

الترجمة التركية - شعبان بريتش

Türkçe

الترجمة التركية - شعبان بريتش

ترجمة معاني القرآن الكريم للغة التركية ترجمها شعبان بريتش. ملاحظة: ترجمات بعض الآيات (مشار إليها) تم تصويبها بمعرفة مركز رواد الترجمة، مع إتاحة الاطلاع على الترجمة الأصلية لغرض إبداء الرأي والتقييم والتطوير المستمر.

﴿بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ لَمْ يَكُنِ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ مُنْفَكِّينَ حَتَّىٰ تَأْتِيَهُمُ الْبَيِّنَةُ﴾

Kitap ehlinden ve müşriklerden kâfirler, kendilerine apaçık delil gelinceye kadar (küfürlerinden) ayrılacak değiller.

﴿رَسُولٌ مِنَ اللَّهِ يَتْلُو صُحُفًا مُطَهَّرَةً﴾

(İşte o apaçık delil) Allah tarafından gönderilen ve tertemiz sahifeleri okuyan bir elçidir.

﴿فِيهَا كُتُبٌ قَيِّمَةٌ﴾

(Bu sahifelerde) yazılı hükümler vardır.

﴿وَمَا تَفَرَّقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ إِلَّا مِنْ بَعْدِ مَا جَاءَتْهُمُ الْبَيِّنَةُ﴾

Kendilerine kitap verilenler, ancak kendilerine apaçık delil geldikten sonra ayrılığa düştüler.

﴿وَمَا أُمِرُوا إِلَّا لِيَعْبُدُوا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ حُنَفَاءَ وَيُقِيمُوا الصَّلَاةَ وَيُؤْتُوا الزَّكَاةَ ۚ وَذَٰلِكَ دِينُ الْقَيِّمَةِ﴾

Halbuki onlara ancak, dini yalnız O'na has kılarak ve hanifler olarak Allah'a ibadet etmeleri, namaz kılmaları ve zekât vermeleri emrolunmuştu. İşte dosdoğru din budur.

﴿إِنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَالْمُشْرِكِينَ فِي نَارِ جَهَنَّمَ خَالِدِينَ فِيهَا ۚ أُولَٰئِكَ هُمْ شَرُّ الْبَرِيَّةِ﴾

Kitap ehlinden ve müşriklerden olan kâfirler, içinde ebedi kalacakları Cehennem ateşindedirler. İşte onlar, yaratılmışların en şerlileridir.

﴿إِنَّ الَّذِينَ آمَنُوا وَعَمِلُوا الصَّالِحَاتِ أُولَٰئِكَ هُمْ خَيْرُ الْبَرِيَّةِ﴾

İman edip, salih amel yapanlar ise, işte onlar, yaratılmışların en hayırlıları onlardır.

﴿جَزَاؤُهُمْ عِنْدَ رَبِّهِمْ جَنَّاتُ عَدْنٍ تَجْرِي مِنْ تَحْتِهَا الْأَنْهَارُ خَالِدِينَ فِيهَا أَبَدًا ۖ رَضِيَ اللَّهُ عَنْهُمْ وَرَضُوا عَنْهُ ۚ ذَٰلِكَ لِمَنْ خَشِيَ رَبَّهُ﴾

Onların mükâfatı Rableri katında, altından ırmaklar akan ve içinde ebedi kalacakları Adn cennetleridir. Allah, onlardan razı olmuştur Onlar da Allah’tan razı olmuşlardır. İşte bu mükâfat, Rabbinden korkanındır.

الترجمات والتفاسير لهذه السورة: