البحث

عبارات مقترحة:

الشهيد

كلمة (شهيد) في اللغة صفة على وزن فعيل، وهى بمعنى (فاعل) أي: شاهد،...

الحفيظ

الحفظُ في اللغة هو مراعاةُ الشيء، والاعتناءُ به، و(الحفيظ) اسمٌ...

الباسط

كلمة (الباسط) في اللغة اسم فاعل من البسط، وهو النشر والمدّ، وهو...

سورة الكهف - الآية 49 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿وَوُضِعَ الْكِتَابُ فَتَرَى الْمُجْرِمِينَ مُشْفِقِينَ مِمَّا فِيهِ وَيَقُولُونَ يَا وَيْلَتَنَا مَالِ هَٰذَا الْكِتَابِ لَا يُغَادِرُ صَغِيرَةً وَلَا كَبِيرَةً إِلَّا أَحْصَاهَا ۚ وَوَجَدُوا مَا عَمِلُوا حَاضِرًا ۗ وَلَا يَظْلِمُ رَبُّكَ أَحَدًا﴾

التفسير

Amel defteri ortaya konulduğunda kimisi onu sağında kimisi de solundan alır. -Ey İnsan!- Kâfirlerin, bunun içerisinde yazılı olandan korktuklarını görürsün. Çünkü önceden yapmış oldukları küfür ve isyanlarını bilmektedirler. Onlar şöyle derler: "Vay halimize ve başımıza gelen musibete! Ne oluyor bu kitaba? Yapmış olduğumuz amellerimizden küçük büyük hiçbir şey bırakmayarak hepsini sayıp dökmüş!" Onlar dünya hayatında yapmış oldukları tüm günahları sabit ve yazılı olarak bulurlar. -Ey Rasûl!- Rabbin hiçbir kimseye zulmetmez. Hiçbir kimseyi günahsız cezalandırmaz. Kendisine itaat etmiş kimsenin yapmış olduğu itaatin ecrinden hiçbir şey eksiltmez.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم