البحث

عبارات مقترحة:

الحق

كلمة (الحَقِّ) في اللغة تعني: الشيءَ الموجود حقيقةً.و(الحَقُّ)...

المقيت

كلمة (المُقيت) في اللغة اسم فاعل من الفعل (أقاتَ) ومضارعه...

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم، صادر عن مركز تفسير للدراسات القرآنية.

110- ﴿كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ ۗ وَلَوْ آمَنَ أَهْلُ الْكِتَابِ لَكَانَ خَيْرًا لَهُمْ ۚ مِنْهُمُ الْمُؤْمِنُونَ وَأَكْثَرُهُمُ الْفَاسِقُونَ﴾


-Ey Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in ümmeti!- İman ve amel bakımından Allah'ın insanlar için çıkardığı en hayırlı ve en faydalı ümmetsiniz. Aklın güzel gördüğü ve dinin gösterdiği iyiliği emredip, aklın kötü gördüğü ve dinin yasakladığı münkerden men ediyorsunuz. Amellerinizin tasdik ettiği kesin bir imanla Allah'a iman ediyorsunuz. Eğer Yahudi ve Hristiyanlardan olan kitap ehli, Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'e iman etselerdi, bu onların dünya ve ahireti için daha hayırlı olurdu. Kitap ehlinden Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in getirdiğine iman edenlerin sayısı azdır. İşte onların büyük bir çoğunluğu Allah'ın dini ve şeriatinden çıkan kimselerdir.

الترجمات والتفاسير لهذه الآية: