البحث

عبارات مقترحة:

العالم

كلمة (عالم) في اللغة اسم فاعل من الفعل (عَلِمَ يَعلَمُ) والعلم...

الوكيل

كلمة (الوكيل) في اللغة صفة مشبهة على وزن (فعيل) بمعنى (مفعول) أي:...

العليم

كلمة (عليم) في اللغة صيغة مبالغة من الفعل (عَلِمَ يَعلَمُ) والعلم...

İhtilafın Sebebi

التركية - Türkçe

المؤلف Mustafa Dönmez
القسم دروس ومحاضرات
النوع صوتي
اللغة التركية - Türkçe
المفردات الدعوة إلى الله - واقع الدعوة
Bütün peygamberlerin mesajı iki büyük esasa dayanmaktadır: 1-İnsanları Allah’a ibadete sevketmek 2-Tağutlar sakındırmak Allahu Teala şöyle buyuruyor: “Andolsun ki biz, “Allah’a ibadet edin ve Tağuttan sakının” diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik”. Metodu, gayesi ve hedefleri itibarıyla bu iki esasa dayanmayan davetler, yollar peygamber yolunun dışında sayılır ve beklenen sonucu vermesi mümkün olmaz. “Allah’a ibadet ediniz” prensibi ile, tevhid ve sahih akideyi yerleştirmek, Allah’a itaat ve Allah’ın dinine tabi olmak gibi hedefler amaçlanır. “Tağuttan sakınmak” ilkesi ile ayrılıklardan, mezhepleşmeden, bidatlerden ve buna götüren her türlü şirk, küfür, zulüm, fısk, dinden yüz çevirme vs. gibi şeylerden uzak durma hedefi gözetilir. Din, esasları ve ayrıntıları itibarıyla bu iki esas çerçeveye dayanır. Bundan dolayı da Allah’a davetin vazgeçilmez, olmazsa olmaz mesabesinde iki özelliği olmalıdır: 1-Dinin, akidenin ortaya konması, öğrenilmesi, öğretilmesi, tebliğ edilmesi (yayılması) ve onunla amel edilmesi. 2-Dinin, akidenin ve şeriatın korunması, savunulması ve buna muhalif olan şeylerin ortaya konması. Bu, Kur’an’ın, Hz. Peygamberin, ashabın, selefin ve müminlerin yoludur. Kur’an, şirk, küfür ve dalalete götüren yollardan sakındırmaya önem vermiş, bu yolların mahiyetini ve zararlarını açıklamıştır. “Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme” . “Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka Tanrılar bulunsaydı, yer ve gök kesinlikle bozulup gitmişti”. “Bilmeyenler dediler ki: “Allah bizimle konuşmalı, ya da bir ayet (mucize) gelmeli değil miydi? Onlardan öncekiler de onların dedikleri gibi demişlerdi. Kalpleri (akılları) birbirine benzerdi. Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere ayetleri apaçık gösterdik”. “Allah çocuk edindi” dediler. Haşa! O bundan münezzehtir. Çünkü O bundan müstağnidir (çocuğa ihtiyacı yoktur). Göklerde ve yerde ne varsa hep Onundur. Bu hususta yanınızda herhangi bir delil yoktur. Allah hakkında bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?”. “Yahudiler “Üzeyir Allah’ın oğludur” dediler. Hristiyanlar da “Mesih (İsa) Allah’ın oğludur” dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) önceden kafir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin. Nasıl da (haktan batıla) döndürülüyorlar”. “İşte kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun teviline yeltenmek.

التفاصيل

Bütün peygamberlerin mesajı iki büyük esasa dayanmaktadır: 1-İnsanları Allah’a ibadete sevketmek 2-Tağutlar sakındırmak Allahu Teala şöyle buyuruyor: “Andolsun ki biz, “Allah’a ibadet edin ve Tağuttan sakının” diye (emretmeleri için) her ümmete bir peygamber gönderdik”. Metodu, gayesi ve hedefleri itibarıyla bu iki esasa dayanmayan davetler, yollar peygamber yolunun dışında sayılır ve beklenen sonucu vermesi mümkün olmaz. “Allah’a ibadet ediniz” prensibi ile, tevhid ve sahih akideyi yerleştirmek, Allah’a itaat ve Allah’ın dinine tabi olmak gibi hedefler amaçlanır. “Tağuttan sakınmak” ilkesi ile ayrılıklardan, mezhepleşmeden, bidatlerden ve buna götüren her türlü şirk, küfür, zulüm, fısk, dinden yüz çevirme vs. gibi şeylerden uzak durma hedefi gözetilir. Din, esasları ve ayrıntıları itibarıyla bu iki esas çerçeveye dayanır. Bundan dolayı da Allah’a davetin vazgeçilmez, olmazsa olmaz mesabesinde iki özelliği olmalıdır: 1-Dinin, akidenin ortaya konması, öğrenilmesi, öğretilmesi, tebliğ edilmesi (yayılması) ve onunla amel edilmesi. 2-Dinin, akidenin ve şeriatın korunması, savunulması ve buna muhalif olan şeylerin ortaya konması. Bu, Kur’an’ın, Hz. Peygamberin, ashabın, selefin ve müminlerin yoludur. Kur’an, şirk, küfür ve dalalete götüren yollardan sakındırmaya önem vermiş, bu yolların mahiyetini ve zararlarını açıklamıştır. “Kalbini bizi anmaktan gafil kıldığımız, kötü arzularına uymuş ve işi gücü aşırılık olan kimseye boyun eğme” . “Eğer yerde ve gökte Allah’tan başka Tanrılar bulunsaydı, yer ve gök kesinlikle bozulup gitmişti”. “Bilmeyenler dediler ki: “Allah bizimle konuşmalı, ya da bir ayet (mucize) gelmeli değil miydi? Onlardan öncekiler de onların dedikleri gibi demişlerdi. Kalpleri (akılları) birbirine benzerdi. Gerçekleri iyice bilmek isteyenlere ayetleri apaçık gösterdik”. “Allah çocuk edindi” dediler. Haşa! O bundan münezzehtir. Çünkü O bundan müstağnidir (çocuğa ihtiyacı yoktur). Göklerde ve yerde ne varsa hep Onundur. Bu hususta yanınızda herhangi bir delil yoktur. Allah hakkında bilmediğiniz bir şeyi mi söylüyorsunuz?”. “Yahudiler “Üzeyir Allah’ın oğludur” dediler. Hristiyanlar da “Mesih (İsa) Allah’ın oğludur” dediler. Bu onların ağızlarıyla geveledikleri sözlerdir. (Sözlerini) önceden kafir olmuş kimselerin sözlerine benzetiyorlar. Allah onları kahretsin. Nasıl da (haktan batıla) döndürülüyorlar”. “İşte kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun teviline yeltenmek.