البحث

عبارات مقترحة:

البصير

(البصير): اسمٌ من أسماء الله الحسنى، يدل على إثباتِ صفة...

الباسط

كلمة (الباسط) في اللغة اسم فاعل من البسط، وهو النشر والمدّ، وهو...

الواسع

كلمة (الواسع) في اللغة اسم فاعل من الفعل (وَسِعَ يَسَع) والمصدر...

Allah’ı Zikredeni Allah’ın Da Zikretmesi

التركية - Türkçe

المؤلف
القسم مقالات
النوع نصي
اللغة التركية - Türkçe
المفردات فضائل الأذكار - الأذكار
Ebû Hüreyre (r.a.)’dan rivayet edilmiştir: Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Allah (c.c.) şöyle buyurdu: “Ben kulumun, Benim hakkımdaki zannı üzereyim ve Ben, kulum Beni zik­rettiği vakit kendisiyle beraber olurum. Kulum Beni, nefsinde zikir edecek olursa Ben de onu nefsimde zikrederim. Kulum Beni bir topluluk içerisinde zikrederse Ben de onu daha fazi­letli bir topluluk içerisinde zikrederim. Kulum Bana bir karış yaklaşacak olursa, Ben de ona bir arşın yaklaşırım. Kulum Bana bir arşın yaklaşacak olursa Ben de ona bir kulaç yaklaşı­rım. Kulum Bana yürüyerek gelecek olursa Ben de ona koşa­rak giderim.”[1] Hadiste geçen: “Kulaç”: Bir insanın iki arşınlık, yani (iki zira’lık) uzunluğu ile iki kolunu açtığı ve göğsüyle kesiştiği nokta arası mesafe kadarki ölçüdür. Dört zira (arşın) mesafesi kadar olduğunu söyleyebiliriz. Bu, kelimenin gerçekteki açıklamasıydı. Ancak “kulaç” ifadesi hadiste mecaz olarak kullanılmıştır, anlaşılmaya ya­kınlık ifade etsin diye böyle gelmiştir. Allah’ın (c.c.) sıfatlarını belirten hadisleri tevil etmediğimiz ile ilgili açıklamamız geçti­ğinden, burada da (tevil etmiyoruz.) Nitekim selamette olmak kadar huzur verici bir şey olmadığı gibi (tehlikelerden kaçmak da böyledir.) Allah (c.c.) en iyisini bilicidir. v Müslim’de (2675) geçen bir rivayet lafzı şöyledir: “Allahu Teâlâ buyurdu ki: “Ben, kulumun Benim hakkımdaki zannı üzereyim ve Ben, kulum Beni hatırladığı vakit onunla bera­ber olurum. Şayet Beni kendi nefsinde zikir edecek olursa Ben de onu kendi nefsimde zikir ederim. Şayet Beni bir top­luluk içinde zikir edecek olursa Ben de onu daha fazileti çok olan bir topluluk içinde zikir ederim. Kulum Bana bir karış yaklaşırsa Ben de ona bir arşın yaklaşırım. Kulum Bana bir arşın yaklaşırsa Ben de ona bir kulaç yaklaşırım. Kulum Bana yürüyerek gelecek olursa Ben de ona koşa­rak giderim.” v Yine Müslim’de (14/2675) geçen bir lafız şöyledir: “Allah-u Azze ve Celle buyurdu ki: “Ben, kulumun, Benim hakkım­daki zannı üzereyim. Ve Ben, kulum Beni hatırladığı vakit kendisiyle beraber olurum. Kulum Beni nefsinde hatırlayacak olursa Ben de onu nefsimde hatırlarım. Şayet Beni toplum içinde hatırlayacak olursa, Ben de onu daha hayırlı bir top­lum içinde hatırlarım. Kulum Bana bir karış yaklaşırsa Ben de kuluma bir kulaç yaklaşırım. Kulum Bana bir arşın yaklaşırsa Ben de ona bir kulaç yaklaşırım. Kulum Bana yürüyerek gele­cek olsa Ben de ona koşarak giderim.”   *** [1] Müttefekun aleyh. Hadisin lafzı Buhârî’ye aittir.  

التفاصيل

Ebû Hüreyre (r.a.)’dan rivayet edilmiştir: Nebî (s.a.s.) şöyle buyurdu: “Allah (c.c.) şöyle buyurdu: “Ben kulumun, Benim hakkımdaki zannı üzereyim ve Ben, kulum Beni zik­rettiği vakit kendisiyle beraber olurum. Kulum Beni, nefsinde zikir edecek olursa Ben de onu nefsimde zikrederim. Kulum Beni bir topluluk içerisinde zikrederse Ben de onu daha fazi­letli bir topluluk içerisinde zikrederim. Kulum Bana bir karış yaklaşacak olursa, Ben de ona bir arşın yaklaşırım. Kulum Bana bir arşın yaklaşacak olursa Ben de ona bir kulaç yaklaşı­rım. Kulum Bana yürüyerek gelecek olursa Ben de ona koşa­rak giderim.”[1] Hadiste geçen: “Kulaç”: Bir insanın iki arşınlık, yani (iki zira’lık) uzunluğu ile iki kolunu açtığı ve göğsüyle kesiştiği nokta arası mesafe kadarki ölçüdür. Dört zira (arşın) mesafesi kadar olduğunu söyleyebiliriz. Bu, kelimenin gerçekteki açıklamasıydı. Ancak “kulaç” ifadesi hadiste mecaz olarak kullanılmıştır, anlaşılmaya ya­kınlık ifade etsin diye böyle gelmiştir. Allah’ın (c.c.) sıfatlarını belirten hadisleri tevil etmediğimiz ile ilgili açıklamamız geçti­ğinden, burada da (tevil etmiyoruz.) Nitekim selamette olmak kadar huzur verici bir şey olmadığı gibi (tehlikelerden kaçmak da böyledir.) Allah (c.c.) en iyisini bilicidir. v Müslim’de (2675) geçen bir rivayet lafzı şöyledir: “Allahu Teâlâ buyurdu ki: “Ben, kulumun Benim hakkımdaki zannı üzereyim ve Ben, kulum Beni hatırladığı vakit onunla bera­ber olurum. Şayet Beni kendi nefsinde zikir edecek olursa Ben de onu kendi nefsimde zikir ederim. Şayet Beni bir top­luluk içinde zikir edecek olursa Ben de onu daha fazileti çok olan bir topluluk içinde zikir ederim. Kulum Bana bir karış yaklaşırsa Ben de ona bir arşın yaklaşırım. Kulum Bana bir arşın yaklaşırsa Ben de ona bir kulaç yaklaşırım. Kulum Bana yürüyerek gelecek olursa Ben de ona koşa­rak giderim.” v Yine Müslim’de (14/2675) geçen bir lafız şöyledir: “Allah-u Azze ve Celle buyurdu ki: “Ben, kulumun, Benim hakkım­daki zannı üzereyim. Ve Ben, kulum Beni hatırladığı vakit kendisiyle beraber olurum. Kulum Beni nefsinde hatırlayacak olursa Ben de onu nefsimde hatırlarım. Şayet Beni toplum içinde hatırlayacak olursa, Ben de onu daha hayırlı bir top­lum içinde hatırlarım. Kulum Bana bir karış yaklaşırsa Ben de kuluma bir kulaç yaklaşırım. Kulum Bana bir arşın yaklaşırsa Ben de ona bir kulaç yaklaşırım. Kulum Bana yürüyerek gele­cek olsa Ben de ona koşarak giderim.”   *** [1] Müttefekun aleyh. Hadisin lafzı Buhârî’ye aittir.