البحث

عبارات مقترحة:

الرفيق

كلمة (الرفيق) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فعيل) من الرفق، وهو...

القريب

كلمة (قريب) في اللغة صفة مشبهة على وزن (فاعل) من القرب، وهو خلاف...

الشهيد

كلمة (شهيد) في اللغة صفة على وزن فعيل، وهى بمعنى (فاعل) أي: شاهد،...

İslâm’da Namazın Yeri

التركية - Türkçe

المؤلف
القسم مقالات
النوع نصي
اللغة التركية - Türkçe
المفردات الصلاة - فضائل العبادات
İSLÂM’DA NAMAZIN YERİNAMAZIN HÜKMÜ:   Akıl-bâliğ olan, kadın ve erkek her müslümanın cemaat halinde müslümanlarla birlikte namaz kılması farzdır. Namaz, dînin direği ve yüce İslâm dîninin beş şartından birisidir.Nitekim Allah Teâlâ namaz hakkında şöyle buyurmaktadır:     “Hiç şüphesiz ki kişi ile küfür ve şirk arasındaki sınır; namazın terkidir.” (Yani onun kâfir olmasına engel olan şey,namazdır.Namazı terkettiği an bu engel ortadan kalkar.) (Hadîsi Müslim rivâyet etmiştir.) Başka bir hadîste şöyle buyurmaktadır: “Bizimle onlar (münâfıklar) arasındaki mîsâk, namazdır.Her kim, namazı terk ederse kâfir olur.”(Hadîsi Tirmizî rivâyet etmiş ve hadîsin hasen sahîh olduğunu belirtmiştir.) Ebu Hureyre’den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle der: “Âmâ bir adam Rasûlullah-sallallâhu aleyhi ve sellem-’e gelerek: Ey Allâh’ın Elçisi!Beni mescide götürecek kimsem yoktur.” dedi. Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’den evinde namaz kılmasına izin vermesini istedi?Rasûlullah-sallallâhu aleyhi ve sellem- kendisine önce izin verdi.Âma adam uzaklaşırken ona: “Ezânı duyuyor musun?”diye sordu.Âmâ adam: “Evet” deyince, “O halde icâbet et (yani cemaate gel), buyurdu.”(Hadîsi Müslim rivâyet etmiştir.) Tâbiînin büyüklerinden Şakîk b. Abdullah-Allah ona rahmet etsin- şöyle der: “Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbı, amellerden namazdan başka hiçbir şeyin terkini küfür olarak görmüyorlardı.” (Hadîsi Tirmizî sahîh bir senedle rivâyet etmiştir.) Bu sebeple müslümanın namazını vaktinde ve müslümanlarla birlikte cemaatle kılmaya gayret etmesi gerekir.Müslümanın, hastalık gibi geçerli bir özrü yoksa namazı evinde kılması câiz olmadığı gibi, aynı şekilde özürsüz olarak namazı vaktinden sonraya bırakması da câiz olmaz. “(Ey Müslümanlar!Farz) namazlara, özellikle de (bu namazların arasında bulunan) orta (ikindi) namazına) dikkat edin.Allâh’a saygı ve bağlılık içerisinde namazınızı kılın”(Bakara Sûresi: 238 )Peygamber Efendimiz-sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda şöyle buyurmaktadır: KIYMETLİ MÜSLÜMAN KARDEŞ! Bilmen gerekir ki kişinin kıyâmet günü hesaba çekileceği ilk şey, namazdır.Namazı düzgün olursa, diğer amelleri de düzgün olacaktır.Eğer namazı bozuk olursa, diğer amelleri de bozuk olacaktır. Hiç şüphesiz ki cehennem ehli olan münâfıkların en büyük özelliği, namaza üşenerek kalkmaları, namazlarıyla insanlara gösteriş yapmaları ve Allâh’ı pek az anmalarıdır. NAMAZI TERKETMENİN CEZÂSI: Namaz kılmayanın cenâzesi yıkanmaz, cenâze namazı da kılınmaz.Müslümanların kabristanına defnedilmez.Hayattayken başkasından mîras alamaz, öldükten sonra da başkasına mîras bırakamaz. Mü’min bir kadının, namaz kılmayan kocasından ayrılması gerekir.Çünkü Kur’an ve sünnetin de gösterdiği gibi namaz kılmayan kimse, kâfirdir.

التفاصيل

İSLÂM’DA NAMAZIN YERİNAMAZIN HÜKMÜ:   Akıl-bâliğ olan, kadın ve erkek her müslümanın cemaat halinde müslümanlarla birlikte namaz kılması farzdır. Namaz, dînin direği ve yüce İslâm dîninin beş şartından birisidir.Nitekim Allah Teâlâ namaz hakkında şöyle buyurmaktadır:     “Hiç şüphesiz ki kişi ile küfür ve şirk arasındaki sınır; namazın terkidir.” (Yani onun kâfir olmasına engel olan şey,namazdır.Namazı terkettiği an bu engel ortadan kalkar.) (Hadîsi Müslim rivâyet etmiştir.) Başka bir hadîste şöyle buyurmaktadır: “Bizimle onlar (münâfıklar) arasındaki mîsâk, namazdır.Her kim, namazı terk ederse kâfir olur.”(Hadîsi Tirmizî rivâyet etmiş ve hadîsin hasen sahîh olduğunu belirtmiştir.) Ebu Hureyre’den-Allah ondan râzı olsun- rivâyet olunduğuna göre, o şöyle der: “Âmâ bir adam Rasûlullah-sallallâhu aleyhi ve sellem-’e gelerek: Ey Allâh’ın Elçisi!Beni mescide götürecek kimsem yoktur.” dedi. Rasûlullah-sallallahu aleyhi ve sellem-’den evinde namaz kılmasına izin vermesini istedi?Rasûlullah-sallallâhu aleyhi ve sellem- kendisine önce izin verdi.Âma adam uzaklaşırken ona: “Ezânı duyuyor musun?”diye sordu.Âmâ adam: “Evet” deyince, “O halde icâbet et (yani cemaate gel), buyurdu.”(Hadîsi Müslim rivâyet etmiştir.) Tâbiînin büyüklerinden Şakîk b. Abdullah-Allah ona rahmet etsin- şöyle der: “Muhammed-sallallahu aleyhi ve sellem-’in ashâbı, amellerden namazdan başka hiçbir şeyin terkini küfür olarak görmüyorlardı.” (Hadîsi Tirmizî sahîh bir senedle rivâyet etmiştir.) Bu sebeple müslümanın namazını vaktinde ve müslümanlarla birlikte cemaatle kılmaya gayret etmesi gerekir.Müslümanın, hastalık gibi geçerli bir özrü yoksa namazı evinde kılması câiz olmadığı gibi, aynı şekilde özürsüz olarak namazı vaktinden sonraya bırakması da câiz olmaz. “(Ey Müslümanlar!Farz) namazlara, özellikle de (bu namazların arasında bulunan) orta (ikindi) namazına) dikkat edin.Allâh’a saygı ve bağlılık içerisinde namazınızı kılın”(Bakara Sûresi: 238 )Peygamber Efendimiz-sallallahu aleyhi ve sellem- de bu konuda şöyle buyurmaktadır: KIYMETLİ MÜSLÜMAN KARDEŞ! Bilmen gerekir ki kişinin kıyâmet günü hesaba çekileceği ilk şey, namazdır.Namazı düzgün olursa, diğer amelleri de düzgün olacaktır.Eğer namazı bozuk olursa, diğer amelleri de bozuk olacaktır. Hiç şüphesiz ki cehennem ehli olan münâfıkların en büyük özelliği, namaza üşenerek kalkmaları, namazlarıyla insanlara gösteriş yapmaları ve Allâh’ı pek az anmalarıdır. NAMAZI TERKETMENİN CEZÂSI: Namaz kılmayanın cenâzesi yıkanmaz, cenâze namazı da kılınmaz.Müslümanların kabristanına defnedilmez.Hayattayken başkasından mîras alamaz, öldükten sonra da başkasına mîras bırakamaz. Mü’min bir kadının, namaz kılmayan kocasından ayrılması gerekir.Çünkü Kur’an ve sünnetin de gösterdiği gibi namaz kılmayan kimse, kâfirdir.