البحث

عبارات مقترحة:

القوي

كلمة (قوي) في اللغة صفة مشبهة على وزن (فعيل) من القرب، وهو خلاف...

البصير

(البصير): اسمٌ من أسماء الله الحسنى، يدل على إثباتِ صفة...

الشكور

كلمة (شكور) في اللغة صيغة مبالغة من الشُّكر، وهو الثناء، ويأتي...

سورة الأعراف - الآية 40 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿إِنَّ الَّذِينَ كَذَّبُوا بِآيَاتِنَا وَاسْتَكْبَرُوا عَنْهَا لَا تُفَتَّحُ لَهُمْ أَبْوَابُ السَّمَاءِ وَلَا يَدْخُلُونَ الْجَنَّةَ حَتَّىٰ يَلِجَ الْجَمَلُ فِي سَمِّ الْخِيَاطِ ۚ وَكَذَٰلِكَ نَجْزِي الْمُجْرِمِينَ﴾

التفسير

Şüphesiz bizim apaçık ayetlerimizi yalanlayanlar, onları yerine getirmekten ve onlara boyun eğmekten büyüklenenler bütün hayırlara karşı ümitsizlik içindedir. Küfürleri sebebiyle amelleri ve öldükleri zaman da ruhları için gökyüzünün kapıları asla açılmaz. Onlar, hayvanların en büyüklerinden biri olan devenin nesnelerin en darı olan iğnenin deliğinden geçinceye kadar, asla Cennet'e giremezler. Bu ise imkânsızdır. Bununla onların Cennet'e girmelerinin imkânsız olduğu ifade edilmektedir. İşte Allah, günahları çok büyük olan kimseleri böyle cezalandırır.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم