البحث

عبارات مقترحة:

الحسيب

 (الحَسِيب) اسمٌ من أسماء الله الحسنى، يدل على أن اللهَ يكفي...

الجميل

كلمة (الجميل) في اللغة صفة على وزن (فعيل) من الجمال وهو الحُسن،...

الشهيد

كلمة (شهيد) في اللغة صفة على وزن فعيل، وهى بمعنى (فاعل) أي: شاهد،...

سورة التوبة - الآية 117 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿لَقَدْ تَابَ اللَّهُ عَلَى النَّبِيِّ وَالْمُهَاجِرِينَ وَالْأَنْصَارِ الَّذِينَ اتَّبَعُوهُ فِي سَاعَةِ الْعُسْرَةِ مِنْ بَعْدِ مَا كَادَ يَزِيغُ قُلُوبُ فَرِيقٍ مِنْهُمْ ثُمَّ تَابَ عَلَيْهِمْ ۚ إِنَّهُ بِهِمْ رَءُوفٌ رَحِيمٌ﴾

التفسير

Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Tebuk Gazvesi’nden geri kalmak için münafıklara izin verdiği zaman Allah Teâlâ onu affetti. Sıcağın şiddetine, ellerindekilerin az olması ve düşmanın güçlü olmasına karşın savaştan geri kalmayıp aksine Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’e tabi olan Muhacir'i ve Ensar'ı bağışlamıştı. Büyük bir zorluk ile karşı karşıya olmaları sebebi ile (Tebuk Savaşı'nda) bir kısmının kalpleri savaşı terk etmeye meyledecek iken Allah, onları sebat etmeleri ve düşmana karşı savaşa çıkmaları hususunda muvaffak kılmış ve onların tevbelerini kabul buyurmuştur. Şüphesiz O, çok şefkatlidir, çok merhametlidir. Mü'min kullarını tevbe etmeleri hususunda muvaffak kılması ve onların tevbelerini kabul etmesi O’nun rahmetindendir.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم