البحث

عبارات مقترحة:

الغفور

كلمة (غفور) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فَعول) نحو: شَكور، رؤوف،...

الحيي

كلمة (الحيي ّ) في اللغة صفة على وزن (فعيل) وهو من الاستحياء الذي...

الودود

كلمة (الودود) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فَعول) من الودّ وهو...

سورة التوبة - الآية 122 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿۞ وَمَا كَانَ الْمُؤْمِنُونَ لِيَنْفِرُوا كَافَّةً ۚ فَلَوْلَا نَفَرَ مِنْ كُلِّ فِرْقَةٍ مِنْهُمْ طَائِفَةٌ لِيَتَفَقَّهُوا فِي الدِّينِ وَلِيُنْذِرُوا قَوْمَهُمْ إِذَا رَجَعُوا إِلَيْهِمْ لَعَلَّهُمْ يَحْذَرُونَ﴾

التفسير

Eğer düşmanları galip gelirse Mü'minlerin yok olmamaları için hepsinin birden topluca savaşa çıkmaları uygun değildir. Mü'minlerden bir grup cihad için çıksın bir grup da Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e refakat etmek ve O'ndan işittikleri Kur'an ve şer'î hükümlerde derin bilgiye kavuşmak için geride kalsınlar. Böylece kavimleri kendilerine döndüklerinde öğrenmiş olduklarıyla onları uyarsınlar. Bunu da Allah'ın azabından ve cezalandırmasından sakınmak için yapsınlar ve Yüce Allah'ın emirlerini yerine getirip yasaklarından kaçınsınlar. İşte Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in nahiyelere göndermiş olduğu seriyyelerdeki durum böyle idi. Onlardan seriyye için bir topluluk seçer ve onları çeşitli bölgelere gönderirdi.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم