البحث

عبارات مقترحة:

الوارث

كلمة (الوراث) في اللغة اسم فاعل من الفعل (وَرِثَ يَرِثُ)، وهو من...

الحفي

كلمةُ (الحَفِيِّ) في اللغة هي صفةٌ من الحفاوة، وهي الاهتمامُ...

الإله

(الإله) اسمٌ من أسماء الله تعالى؛ يعني استحقاقَه جل وعلا...

سورة النحل - الآية 36 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿وَلَقَدْ بَعَثْنَا فِي كُلِّ أُمَّةٍ رَسُولًا أَنِ اعْبُدُوا اللَّهَ وَاجْتَنِبُوا الطَّاغُوتَ ۖ فَمِنْهُمْ مَنْ هَدَى اللَّهُ وَمِنْهُمْ مَنْ حَقَّتْ عَلَيْهِ الضَّلَالَةُ ۚ فَسِيرُوا فِي الْأَرْضِ فَانْظُرُوا كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُكَذِّبِينَ﴾

التفسير

Muhakkak bizler geçmiş her bir ümmete; kavimlerine bir tek Allah'a ibadet edip; put, şeytan ve daha başka şeylere ibadet etmeyi terk etmelerini emreden bir peygamber gönderdik. Bunlardan bazılarını Allah muvaffak kıldı. O'na iman edip peygamberinin getirdiklerine uydular. Bazıları da Allah’ı inkâr ederek peygamberine karşı geldiler. Yüce Allah da onları muvaffak kılmadı. Onlar da sapıklığı hak ettiler. Azap ve helâk onlara gelince yalanlayanların sonunun nasıl olduğunu gözlerinizle görmek için yeryüzünü dolaşın.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم