القابض
كلمة (القابض) في اللغة اسم فاعل من القَبْض، وهو أخذ الشيء، وهو ضد...
Enes –radıyallahu anh- şöyle rivayet etmiştir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Sahur yemeği yiyiniz! Çünkü sahur yemeğinde bereket vardır.»
Allah Rasûlü –sallallahu aleyhi ve sellem- sahur yapmayı emretmiştir. O da oruca hazırlanmak için sahur vaktinde yiyip içmektir. Buradaki ilahi hikmeti zikretmiştir. O da bereketin hasıl olmasıdır. Bereket dünya ve ahiretteki bütün faydaları içerir. Sahurda bazı bereketler vardır. Bunlar: Gündüz olduğunda Allah -Azze ve Celle-’ye itaat edilmesinde yardımcı olmasıdır. Oruçlu olan kimse sahur yaptığında bir daha oruç tutmaktan usanmaz. Ama sahur yapmayan kimse böyle değildir. Oruç tutarken yaşadığı zorluk ve meşakkatten dolayı bir daha oruç tutmak o kimseye zor gelir. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’e tabi olup, ehli kitaba muhalefet ettiği için sevap kazanır. Sahura kalkan kimse namaz kılabilir, tanıdığı ihtiyaç sahiplerine sadaka verebilir, Kur'an'dan bir şeyler okuma ihtimali de söz konusudur. Sahurun bereket olmasından bir tanesi de ibadet olmasıdır. Eğer bununla Allah’a itaate ve Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’e tabi olmaya yardımcı olmaya niyet edilirse, Allah -Azze ve Celle-’nin meşru kıldıklarında nice hikmetler ve sırlar vardır. Sahura kalkmanın en büyük faydalarından bir tanesi de sabah namazına kalkmaktır. O yüzden sahurdan sonra yeniden yatılıp, sabah namazının kaçırılmaması için geç vakitte yapılması emredilmiştir. Ama sahura kalkmayan kimsenin durumu bundan farklıdır. Bu gözlemlenen bir durumdur. Çünkü ramazan ayında cemaatle namaz kılanların sayısı diğer zamanlara göre daha çoktur. Bu da sahurdan kaynaklanmaktadır. Teysiru'l-Allam (317), Tenbihu'l-Efham (3/417), Te’sisu'l-Ahkam (3/217)