البحث

عبارات مقترحة:

الإله

(الإله) اسمٌ من أسماء الله تعالى؛ يعني استحقاقَه جل وعلا...

الشكور

كلمة (شكور) في اللغة صيغة مبالغة من الشُّكر، وهو الثناء، ويأتي...

الشهيد

كلمة (شهيد) في اللغة صفة على وزن فعيل، وهى بمعنى (فاعل) أي: شاهد،...

Mevlid-i Nebevî’yi Kutlamak

التركية - Türkçe

المؤلف Muhammed Şahin ، Rabva İslâmî Dâvet Bürosu - Riyad/S. Arabistan
القسم مقالات
النوع نصي
اللغة التركية - Türkçe
المفردات الموالد البدعية - مناسبات دورية
Birçok mevlid toplantıları münkerden, bid’atlardan ve İslâm’a aykırı olan şeylerden uzak değildir. Ne Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, ne sahâbe, ne tabiîn, ne dört büyük imam, ne de İslâm’ın en iyi bilindiği ve en iyi yaşandığı dönemlerin hiçbirisinde insanlardan hiç kimse bunu yapmamıştır.Çünkü bunun şer’î hiçbir delili yoktur.

التفاصيل

Ş phesiz ki hamd, Allah’a mahsustur. O’na hamdeder, O’ndan affımızı dileriz. Nefislerimizin şerrinden, yapacağımız k t  işlerden Allah’a sığınırız. Allah kime hidayet ederse hi  kimse onu saptıramaz, kimi de (hak ettiği i in) saptırırsa hi  kimse onu doğruya iletemez. Şehadet ederim ki Allah’dan başka hi  bir ilah yoktur, tekdir ve hi  bir ortağı yoktur. Yine şehadet ederim ki Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem) Allah’ın kulu ve rasuludur. Bir ok mevlid toplantıları m nkerden, bid’atlardan ve İslam’a muhalif olan şeylerden uzak değildir.   nk  bunu ne Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem), ne ashab, ne tabiin, ne d rt b y k imamlar ne de islamı en iyi bilen ve en iyi yaşayan asırlardan birinde hi bir kimse yapmış değildir.   nk  bunun şer’i bir delili yoktur. Mevlithanlar  oğu kez şirke d şecek s zler s ylerler. Mesela arada sırada “Meded ya Rasulullah!” veya “Bizlere imdat kıl!” “Ya Rasulullah yalnız sanadır itimadımız!” “Ya Nebiyullah kaldır bizden sıkıntıyı!” gibi yalnız Allah’a dua edip isteneceği şeyleri Rasulullah’tan (Sallallahu Aleyhi Vesellem) isterler. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bu s zlere şahit olsaydı b y k şirkle onların  zerine h kmederdi. Zira darlıkta olan imdadına giden, sıkıntıları gideren, kendisine dayanılıp imdat istenilen yalnız Allah (Celle Celaluhu)’dır. İşte bu konuda ayet ve hadisler : 1. “Yahut dua ettiği zaman darda kalmışa kim yetişiyor da k t l ğ  (onun  zerinden kaldırıp) a ıyor.” (Neml, 62) 2. “De ki, doğrusu ben (kendi başıma) size ne zarar verme ne de fayda sağlama g c ne sahibim."(Cin, 21) 3. Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ş yle buyurdu: “(Manevi olarak) bir şey istediğin zaman Allah’tan iste! Yardım talep ettiğin zaman yine Allah’tan yardım talep et!” (Tirmizi, sahih ve hasendır) Bir  ok mevlidlerde Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ‘in kendi hakkında s ylenmesini yasakladığı aşırı  vg ler yapılmaktadır. Oysa ki, Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bu gibi aşırı  vg leri şu s z  ile yasaklamıştır: “Hırıstiyanların Meryem oğlunu İsa (Aleyhi Selam) abarık s zlerle  vd kleri gibi beni de  yle  vmeyin. Ben ancak bir kulum, bana Allah’ın kulu ve Rasulu deyin.” (Buhari) D ğ n ve başka mevlitlerde Allah’ın; Muhammed’i kendi nurundan, b t n eşyayı da onun nurundan yarattığını zikretmektedir. Oysa ki, bunları şu ayetler yalanlamaktadır: “De ki, ben ancak sizin gibi bir beşerim, bana vahyedildi ki, sizin ilahınız tek bir ilahtır.” (Kehf, 116) Bilinen şu ki: Allah’ın Rasulu (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bir ana-babadan yaratılmış olup Allah’ın vahyi ile şereflenmiş bir kuldur. Ayrıca mevlit kitaplarında b t n alem Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem)’in hatırası i in yaratıldığı zikredilmektedir. Halbuki Kur’an bu iddiayı şu ayeti ile yalanlamaktadır: “Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım.” (Zariyat, 56) (Yani alemin bir par ası olan cinler ve insanlar Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem)’in şerefi i in değil, Allah’a ibadet etmeleri i in yaratılmışlardır.) (Başka bir ayette de: “(Rasulum!) Biz seni ancak alemlere rahmet olarak g nderdik.” (Enbiya, 107) ifade edilmektedir. Bu Kur’an’ı haber de alemin Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem) i in değil, Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem)’in alem i in yaratıldığını a ıkca beyan buyurmaktadır.) Hırıstiyanlar Mesih’in ve aile efradlarını doğum g nlerini bayram olarak kutlarlar. M sl manların da nebinin veya bazı şahışların doğum g nlerini kutlamaları hırıstiyanlardan esinlenme bir bid’at’tır. Oysa ki Rasulullah (Sallallahu Aleyhi Vesellem) ş yle buyuruyor: “Kim bir topluma kendini benzetirse onlardandır.” (Ebu Davud, sahihtir)  oğu kez mevlitlerde kadın, erkek karışık şekil bulunurlar ki, bu ayrıca islamın haram kıldığı bir davranıştır. Ayrıca mevlit g nlerinde y zbinlerce paralarla satın alınan rengarenk kağıtlar, kandiller biraz sonra yerlere atılarak ithal edildikleri kafir  lkelere para aşırmaktan başka hi  bir faydası yoktur. Halbuki, Allah’ın Rasulu (Sallallahu Aleyhi Vesellem), boş yere malın harcanmasını yasaklamıştır. B ylesi merasimlerde s slenme-p slenme, yemek hazırlama ile ge irilen vakitler  oğu zaman namazın terkine bile m ncer olmaktadır. Mevlidin sonunda Rasulullah’ın huzura geldiği inancıyla ayağa kalkarlar ki, bu da uydurulmuş yalandan başka bir şey değildir.   nk  y ce Allah ş yle buyuruyor: “Onların ( lenlerin) gerisinde dirilecekleri g ne kadar bir berzah (berzah d nya ile ahiret arasındaki engeldir) vardır.” (Mu’minun, 100) Enes İbn Malik (rahimehullah) diyor ki: “Ashabın yanında Rasulullah’tan daha sevgili kimse yoktu, buna rağmen ashab onu g rd kleri zaman hoşlanmayacağını bildikleri i in Rasulullah’a kıyam etmezlerdi.” (Ahmed, Tirmizi sahihtir) Bazıları ş yle derler: “Mevlitte biz Rasullah’ın siretini okuyoruz bu su  mudur?” Ger ek şu ki, onlar Rasulullah’ın siretine ters d şen yalan ve iftiralar kabilinden şeyler okuyorlar. Hem onun siretini senede bir defa değil, her zaman okunmalıdır. Ayrıca Rasulun doğduğu Rabiyel evvel ayı, onun  l m ayıdır da. Dolayısıyla sevin  ayı olmaktan  ok,  z nt  ayı olmalıdır. (Ki, islamda ne kimsenin doğumu i in kutlama, ne de  l m  i in maten t renleri tertipleme yoktur.) Rasulullah’ın doğum gecesini kutlayanlar  oğu kez gece yarısına kadar uykusuz kalmakta, ya sabah namazını terk ediyorlar, ya da en azından cemaatla kılmayı fevt ediyorlar. İnsanların  oğunun mevlit merasimine  nem vermeli, onun meşruiyyetini (şeriata g re uygun olmasını) ifade etmez. (  nk  islam bir demokrasi dini değil ki,  okluk nerdeyse, hak da orada olsun. B t n insanlar hakka karşı  ıkmış olsa, onu benimseyen tek bir kimse bulunmasa dahi “hak” yine haktır ve ger ek olan odur.) Y ce Allah ş yle buyuruyor: “Yery z nde  oğunluğa uyarsan seni Allah’ın yolundan saptırırlar.” (En’am, 116) Huzeyfe (radiallahu anhu) diyor ki: “B t n bid’atlar sapıklıktır insanlar onu g zel g rse de.” Hasan el Basri (radiallahu anhu) de diyor ki: “Daha  ncekiler arasında s nnet ehli azınlıkta idi, gelecekte de azınlıkta kalacaktır. Zira onlar nimet bolluğu zenginlik i inde şımarmış olanların arasına katılmadılar. Din adına ibadet uyduran bid’at ıların, bid’atlarına iştirak etmediler. Rableriyle karşılaşıncaya kadar İslam s nnetleri  zerinde hayatlarına devam etmeye sabrettiler. Ey m sl manlar sizlerde  yle olunuz.” Sallallahu ala Muhammedin ve ala Ehli Beytihi ve Ashabihi Ecamain ve’l-Hamdu li’llahi Rabbil-’Alemin