البحث

عبارات مقترحة:

الودود

كلمة (الودود) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فَعول) من الودّ وهو...

المصور

كلمة (المصور) في اللغة اسم فاعل من الفعل صوَّر ومضارعه يُصَوِّر،...

القهار

كلمة (القهّار) في اللغة صيغة مبالغة من القهر، ومعناه الإجبار،...

Rasulullah’ın Sünnetlerini Öğretmek ve Onlara Uymanın Farz Oluşu

التركية - Türkçe

المؤلف
القسم مقالات
النوع نصي
اللغة التركية - Türkçe
المفردات علوم السنة - علوم السنة ومباحث أخرى
Allah Teala (c.c.) Kur’an’ında şöyle buyuruyor: “İçlerinden, kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkardan) kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur”                                               (Al-i İmran: 3/164) İmam Şafii şöyle der: Kur’an bilgisini beğendiğim bir kimseden bununla ilgli olarak şöyle duydum: -”Hikmet, Rasulullah’ın (s.a.v.) sünnetidir”[1] Beyhaki bunları aktardıktan sonra senedleriyle beraber Hasan, Katade ve Yahya b. Ebi Kesir’den “bu ayette geçen hikmetten murad, sünnettir” dediklerini rivayet eder. Ardından da el-Mikdam b. Ma’dikerib’ten senediyle beraber Allah Rasulu’nun (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder: “İyi bilinki, bana Kur’an ve onunla beraber bir misli verildi. Yine iyi bilin ki, bana Kur’an ve onunla beraberbir misli verildi. Keza, bilesiniz ki, karnı tokkişinin koltuğuna oturup, şöyle demesi yakındır: “Size sadece Kur’an yeer. Kur’an’da helal olarak bulduğunuzu helal sayın. Haram olarak bulduğunzu da haram kılın” Şunu bilesiniz ki ehli eşek, yırtıcı tırnaklı hayvan ve zimmilerin yitik malı haramdır” Beyhaki daha sonra başka bir tarikle el-Mikdam b. Ma’dikerib’den şöyle dediğini aktarır: - Rasululah (s.a.v.) Hayber günü ehli eşek etini ve başka bazı şeyleri haram kıldı ve şöyle buyurdu:                    “Kişinin koltuğuna oturup, bir hadisimi naklederek şöyle demesi yakındır: “Bizimle sizin aranızda Allah’ın (c.c.) kitabı var. Onda helal olarak bulduğumuzu helal kabul eder, haram buduğumuzu daharamsayarız” Oysa Rasulullah’ın (s.a.v.) haram kıldığı da Allah’ın (c.c.) haram kıldığı gibidir”[3] Beyhaki sonra da, bu hadii sahih bir senedle Ebu Davud Sünen’inde rivayet etmiştir der. Ben de Hakim’in de bunu rivayet ettiğini buraya eklemek isterim.[4] Beyhaki daha sonra senediyle beraber Ebu Hureyre’den şu hadisi nakleder: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Size iki şey bırakıyorum. (Bunlara tutunursanız) asla delalete düşmezsiniz: Allah’ın (c.c.) kitabı ve sünnetim. Bu ikisi (kıyamette) havza kadar ayrılmadan beraberce geleceklerdir”[5] İbnu Abbas’tan da senediyle beraber şu hadisi rivayet eder: Rasulullah efendimiz (s.a.v.) veda haccında insanlara hitab etti ve şöylebuyurdu: “Ey İnsanlar! Size, onlara yapıştığınız takdirde asla sapıtmayacağınız iki şey bırakıyorum: Allah’ın (c.c.) kitabı ve sünnetim”[6] Keza yine senediyle Urve’en şunu rivayet eder: Rasulullah (s.a.v.) veda haccında hitab etti ve şöyle buyurdu: “Size, onlara yapıştığınız takdirde asla sapıtmayacağınız iki şey bırakoyurm: Allah’ın kitabı (c.c.) ve sünnetim. Ey İnsanlar! Dediğim şeyi iyi dinleyin ve dediklerimi yaşayın” Beyhaki senediyle İbnu Vehb’ten rivayet eder: Malik b. Enes’ten şöyle dediğini uydum: - Rasulullah’ın (s.a.v.) veda haccında söylediği şu söze yapış: “Size iki şey bırakıyorum. Bunlara yapışırsanız asla sapıtmazsınız: Allah’ın kitabı (c.c.) ve nebinin (s.a.v.) sünneti” Beyhaki senediyle el,İrbad b. Sariye’den de şunu rivayet eder: - Rasulullah (s.a.v.) birgün bizlere namaz kıldırdı. sonra bizlere çok etkili vaazda bulundu. Gözler yaşlandı, kalpler duygulandı. Bir kişi: - Ya Rasulullah! Bu sanki veda konuşmasına benziyor. Bizlere ne tavsiye edersiniz, deyince şöyle buyurdular: - Size Allah’tan (c.c.) korkmanızı, başı kuru üzüm gibi bir habeşi de olsa emirinizin emirlerini dinleyip itaat etmenizi tavsiye ediyorum. İçinizde benden sonra yaşayacaklar pekçok ihtilaf göreceklerdir. Sİzler benim ve hidayet üzere olan raşid halifelerin sünnetine uyun, ona sımsıkı yapışın. Sonradan uydurulmuş şeylerden kaçının. Çünkü sonradan uydurulmuş herşey bidattır. Her bidat te delalettir.” Diyorum ki: Bu hadisi Ebu Davut, İbnu Mace ve Müstedrek’inde Hakim rivayet etmiştir.[7] Beyhaki Aişe’den (r.a) senediyle beraber Rasulüllah’ın (s.av.) şöyle buyurduğu rivayet eder: “Şu altı kişiye, Allah (c.c) ve duası makbul olan nebiler lanet etmiştir: Allah’ın (c.c) kitabına ilavede bulunan, Allah’ın (c.c) kaderini yalanlayan, zorla musallat olarak Allah’ın (c.c) aziz kıldığı kimseyi zelil, zelil kıldığını da aziz eden, Allah’ın (c.c) haramlarını helal kılan, Allah’ın (c.c) yakınlarımasını haram kıldığı helal kılan, sünnetimi terk eden.”[8] Ben de diyorum ki: Bu hadisi Taberani de rivayet etmiştir. Keza Hakim de rivayet etmiş ve sahihtir demiştir.[9] Beyhaki İbnu Amr’dan Rasululah’ın şöyle buyurduğunu da senediyle beraber rivayet etmiştir: “Her ibadet edenin dinçlik ve iştiyak zamanı, her iştiyaktan sonra da zayıflık ve gevşeme dönemi vardır. Kimin gevşeme dönemi benim sünnetim doğrultusunda olursa hidayete erer, kiminki de başka şeyler doğrultusunda olursa helak olur”[10] Beyhaki yine senediyle Enes b. Malik’ten şu hadisi rivayet eder: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Sünnetimi canlandıran beni seviyor demektir. Beni seven de cennette benimle beraber olacaktır”[11] Ben de diyorum ki, hadisi Tirmizi de rivayet etmiştir.[12]    Beyhaki yine senediyle beraber Rasulullah’ın şöyle buyurduğunu Ebu Hureyre’den rivayet eder: “Ümmetimin fesada düştüğü zamanda sünnetimi yerine getirene yüz şehid sevabı vardır” Ben de derim ki; hadisi Taberani de rivayet etmiştir. Beyhaki daha sonra şöyle der:   [1]Risale: 78. Beyhaki Sünen: 9/332; Delail: 6/549. [3]Tahrici daha önce geçti. [4] Müsterek: 1/109. [5] Camiu’s Sağir: 3282; Feyzu’l Kadir: 3/240-1; Müstedrek: 1/93; Beyhaki Sünen: 10/114. [6] Camiu’s Sağir: 2923; Feyzu’l Kadir: 3/443; Beyhaki Sünen: 10/114; Müstedrek: 1/93. [7] Ebu Davud, Sünnet:5; İbnu Mace, Mukaddime:6; Darimi, Mukaddime:16; Müstedrek:1/96-7. [8]Camiu’s Sağir:4660; Daifu’l Sağir: 3248; Tahricu’l Mişkat: 1095; Tahricu’s Süne: 44; Feyzu’l Kadir: 4/96. [9]Taberani Evsat: 11/398; Müstedrek: 1/36; 4/90. [10]Müsned: 11/158, 188, 210; kudai Müsnedu’ş Şihab: 1926-7; İbnu Hıbban: 653; Tahavi Müşkil: 11/88-9; Tirmizi: 2570. [11]Hadis zayıftır. Camiu’s Sağir: 8346; Daifu’l Camii’s Sağir: 5366; Feyzu’l Kadir: 6/40. [12]Tirmizi İlim: 16; İbnu Mace Mukaddime: 15.

التفاصيل

Allah Teala (c.c.) Kur’an’ında şöyle buyuruyor: “İçlerinden, kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, (kötülüklerden ve inkardan) kendilerini temizleyen, kendilerine kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir lütufta bulunmuştur”                                               (Al-i İmran: 3/164) İmam Şafii şöyle der: Kur’an bilgisini beğendiğim bir kimseden bununla ilgli olarak şöyle duydum: -”Hikmet, Rasulullah’ın (s.a.v.) sünnetidir”[1] Beyhaki bunları aktardıktan sonra senedleriyle beraber Hasan, Katade ve Yahya b. Ebi Kesir’den “bu ayette geçen hikmetten murad, sünnettir” dediklerini rivayet eder. Ardından da el-Mikdam b. Ma’dikerib’ten senediyle beraber Allah Rasulu’nun (s.a.v.) şöyle buyurduğunu rivayet eder: “İyi bilinki, bana Kur’an ve onunla beraber bir misli verildi. Yine iyi bilin ki, bana Kur’an ve onunla beraberbir misli verildi. Keza, bilesiniz ki, karnı tokkişinin koltuğuna oturup, şöyle demesi yakındır: “Size sadece Kur’an yeer. Kur’an’da helal olarak bulduğunuzu helal sayın. Haram olarak bulduğunzu da haram kılın” Şunu bilesiniz ki ehli eşek, yırtıcı tırnaklı hayvan ve zimmilerin yitik malı haramdır” Beyhaki daha sonra başka bir tarikle el-Mikdam b. Ma’dikerib’den şöyle dediğini aktarır: - Rasululah (s.a.v.) Hayber günü ehli eşek etini ve başka bazı şeyleri haram kıldı ve şöyle buyurdu:                    “Kişinin koltuğuna oturup, bir hadisimi naklederek şöyle demesi yakındır: “Bizimle sizin aranızda Allah’ın (c.c.) kitabı var. Onda helal olarak bulduğumuzu helal kabul eder, haram buduğumuzu daharamsayarız” Oysa Rasulullah’ın (s.a.v.) haram kıldığı da Allah’ın (c.c.) haram kıldığı gibidir”[3] Beyhaki sonra da, bu hadii sahih bir senedle Ebu Davud Sünen’inde rivayet etmiştir der. Ben de Hakim’in de bunu rivayet ettiğini buraya eklemek isterim.[4] Beyhaki daha sonra senediyle beraber Ebu Hureyre’den şu hadisi nakleder: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Size iki şey bırakıyorum. (Bunlara tutunursanız) asla delalete düşmezsiniz: Allah’ın (c.c.) kitabı ve sünnetim. Bu ikisi (kıyamette) havza kadar ayrılmadan beraberce geleceklerdir”[5] İbnu Abbas’tan da senediyle beraber şu hadisi rivayet eder: Rasulullah efendimiz (s.a.v.) veda haccında insanlara hitab etti ve şöylebuyurdu: “Ey İnsanlar! Size, onlara yapıştığınız takdirde asla sapıtmayacağınız iki şey bırakıyorum: Allah’ın (c.c.) kitabı ve sünnetim”[6] Keza yine senediyle Urve’en şunu rivayet eder: Rasulullah (s.a.v.) veda haccında hitab etti ve şöyle buyurdu: “Size, onlara yapıştığınız takdirde asla sapıtmayacağınız iki şey bırakoyurm: Allah’ın kitabı (c.c.) ve sünnetim. Ey İnsanlar! Dediğim şeyi iyi dinleyin ve dediklerimi yaşayın” Beyhaki senediyle İbnu Vehb’ten rivayet eder: Malik b. Enes’ten şöyle dediğini uydum: - Rasulullah’ın (s.a.v.) veda haccında söylediği şu söze yapış: “Size iki şey bırakıyorum. Bunlara yapışırsanız asla sapıtmazsınız: Allah’ın kitabı (c.c.) ve nebinin (s.a.v.) sünneti” Beyhaki senediyle el,İrbad b. Sariye’den de şunu rivayet eder: - Rasulullah (s.a.v.) birgün bizlere namaz kıldırdı. sonra bizlere çok etkili vaazda bulundu. Gözler yaşlandı, kalpler duygulandı. Bir kişi: - Ya Rasulullah! Bu sanki veda konuşmasına benziyor. Bizlere ne tavsiye edersiniz, deyince şöyle buyurdular: - Size Allah’tan (c.c.) korkmanızı, başı kuru üzüm gibi bir habeşi de olsa emirinizin emirlerini dinleyip itaat etmenizi tavsiye ediyorum. İçinizde benden sonra yaşayacaklar pekçok ihtilaf göreceklerdir. Sİzler benim ve hidayet üzere olan raşid halifelerin sünnetine uyun, ona sımsıkı yapışın. Sonradan uydurulmuş şeylerden kaçının. Çünkü sonradan uydurulmuş herşey bidattır. Her bidat te delalettir.” Diyorum ki: Bu hadisi Ebu Davut, İbnu Mace ve Müstedrek’inde Hakim rivayet etmiştir.[7] Beyhaki Aişe’den (r.a) senediyle beraber Rasulüllah’ın (s.av.) şöyle buyurduğu rivayet eder: “Şu altı kişiye, Allah (c.c) ve duası makbul olan nebiler lanet etmiştir: Allah’ın (c.c) kitabına ilavede bulunan, Allah’ın (c.c) kaderini yalanlayan, zorla musallat olarak Allah’ın (c.c) aziz kıldığı kimseyi zelil, zelil kıldığını da aziz eden, Allah’ın (c.c) haramlarını helal kılan, Allah’ın (c.c) yakınlarımasını haram kıldığı helal kılan, sünnetimi terk eden.”[8] Ben de diyorum ki: Bu hadisi Taberani de rivayet etmiştir. Keza Hakim de rivayet etmiş ve sahihtir demiştir.[9] Beyhaki İbnu Amr’dan Rasululah’ın şöyle buyurduğunu da senediyle beraber rivayet etmiştir: “Her ibadet edenin dinçlik ve iştiyak zamanı, her iştiyaktan sonra da zayıflık ve gevşeme dönemi vardır. Kimin gevşeme dönemi benim sünnetim doğrultusunda olursa hidayete erer, kiminki de başka şeyler doğrultusunda olursa helak olur”[10] Beyhaki yine senediyle Enes b. Malik’ten şu hadisi rivayet eder: Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Sünnetimi canlandıran beni seviyor demektir. Beni seven de cennette benimle beraber olacaktır”[11] Ben de diyorum ki, hadisi Tirmizi de rivayet etmiştir.[12]    Beyhaki yine senediyle beraber Rasulullah’ın şöyle buyurduğunu Ebu Hureyre’den rivayet eder: “Ümmetimin fesada düştüğü zamanda sünnetimi yerine getirene yüz şehid sevabı vardır” Ben de derim ki; hadisi Taberani de rivayet etmiştir. Beyhaki daha sonra şöyle der:   [1]Risale: 78. Beyhaki Sünen: 9/332; Delail: 6/549. [3]Tahrici daha önce geçti. [4] Müsterek: 1/109. [5] Camiu’s Sağir: 3282; Feyzu’l Kadir: 3/240-1; Müstedrek: 1/93; Beyhaki Sünen: 10/114. [6] Camiu’s Sağir: 2923; Feyzu’l Kadir: 3/443; Beyhaki Sünen: 10/114; Müstedrek: 1/93. [7] Ebu Davud, Sünnet:5; İbnu Mace, Mukaddime:6; Darimi, Mukaddime:16; Müstedrek:1/96-7. [8]Camiu’s Sağir:4660; Daifu’l Sağir: 3248; Tahricu’l Mişkat: 1095; Tahricu’s Süne: 44; Feyzu’l Kadir: 4/96. [9]Taberani Evsat: 11/398; Müstedrek: 1/36; 4/90. [10]Müsned: 11/158, 188, 210; kudai Müsnedu’ş Şihab: 1926-7; İbnu Hıbban: 653; Tahavi Müşkil: 11/88-9; Tirmizi: 2570. [11]Hadis zayıftır. Camiu’s Sağir: 8346; Daifu’l Camii’s Sağir: 5366; Feyzu’l Kadir: 6/40. [12]Tirmizi İlim: 16; İbnu Mace Mukaddime: 15.