البحث

عبارات مقترحة:

الشكور

كلمة (شكور) في اللغة صيغة مبالغة من الشُّكر، وهو الثناء، ويأتي...

الجواد

كلمة (الجواد) في اللغة صفة مشبهة على وزن (فَعال) وهو الكريم...

الصمد

كلمة (الصمد) في اللغة صفة من الفعل (صَمَدَ يصمُدُ) والمصدر منها:...

Kur’an’ın İlk Yaratılışı Öldükten Sonra Dirilmeye Delil Göstermesi

التركية - Türkçe

المؤلف
القسم مقالات
النوع نصي
اللغة التركية - Türkçe
المفردات الإيمان باليوم الآخر
Kur'an'ın, aynı şekilde ilk yaratılışı örnek göstermesi de böyledir. "Göklerde ve yerde olan en üstün sıfatlar O'nundur. O güçlüdür, hakimdir" (Rum: 30/27) "Ey İnsanlar öldükten sonra tekrar dirilmekten şüphede iseniz bilin ki, ne olduğunuzu size açıklamak için Biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra pıhtılaşmış kandan, sonra da yapısı belli belirsiz bir çiğnem etten yaratmışızdır." (Hacc: 22/5) "İnsan kendi yaratılışını unutur da "çürümüş kemikleri kim yaratacak" diyerek bize misal vermeye kalkar. De ki, onları ilk defa yaratan diriltecektir" Allah onları topraktan yaratmıştı. Sonra devamla Allah Teala şöyle buyurur: "O her türlü yaratmayı bilendir" (Yasin: 39/78-79) Allah bunu, varlıkların bütün inceliklerini ve halden hale geçmelerini bildiğini açıklamak için söylemiştir. Sonra buyurur ki: "Yaş ağaçtan size ateş çıkarandır" (Yasin: 39/80) Allah bununla yakıcı ve kuru ateşi soğuk ve yaş şeyden çıkardığını beyan ediyor. Bu iki şey birbirine son derece terstir. Çünkü sıcaklığın ve nemin bir arada olması sıcaklığın ve kuruluğun bir arada olmasından daha kolaydır. Bu yüzden havanın ve suyun ısınması toprağın ısınmasından daha kolaydır. Ateşin, bizatihi sıcak ve kuru olması bu hükmü, değiştirmez, çünkü o basit bir cisimdir. Kuruluk nemliğin zıddıdır. Nemlikten ise suyun nemli oluşu gibi yaşlık ve ayrıca işlenmeye müsait olma hali kastedilir. Hava nemli olan şeyler arasındadır. Kuru olma durumuna gelince, o yaşlığın zıddıdır. Ateş kuru bir şeydir. Kurulukla bir şeyin şekillenmesinin ve işlenmesinin yavaş olduğu da ifade edilir. Toprakla ise ateşin tersine her iki manada kuruluk vardır. Fakat kendilerinde hem sıcaklık hem de rutubet olan canlılarda üç unsur (anasır-ı selase) bulunur: Toprak, su ve hava. Ateş bölümüne gelince, insanlarla ilgili olarak bu konuda iki görüş vardır: Kimileri "onda ateşten bir parça olmasa da ateş sıcaklığı (hararet-i nariye) vardır" der. Kimileri ise ateşten bir parçanın olduğunu söyler. Her iki takdirde de canlının (hayevan) oluşumu, yeşil ağaçtan ateş çıkma imkanın oluşu cihetiyle ağaçtan daha üstün unsurlardandır. Yeşil ağaçtan ateş yaratmaya kadir olan, topraktan canlı yaratmaya daha kadirdir. Bu bilinen bir şeydir. Her ne kadar canlılarda hava ve suya ait cüzler olsa da durum değişmez. Maksat ortaya çıkan şeylerde zikri geçen unsurların bir arada olmasıdır. Allah Teala buyurur ki: "Gökleri ve yeri yaratan kendilerinin benzerini yaratmaya Kadir olmaz mı?" (Yasin: 39/81) Bu öncül, bedahatle bilinen bir şeydir. Bu yüzden burada pekiştirme sorusu (istifham-ı takriri) gelmiştir ki, bu kanunun muhatap tarafından bilinen ve kabul edilen bir şey olduğuna delalet eder. Nitekim Allah Sübhanehu buyurur ki: "Sana bir misal vermezler ki, Biz onun gerçeğini ve en iyi anlaşılanını sana vermemiş olalım" (Furkan: 25/33) Sonra O, genel kudretini şöyle açıklar: "Bir şeyi dilediği zaman O'nun buyruğu sadece o şeye "Ol" demektir, hemen olur"  (Yasin: 39/82)

التفاصيل

Kur'an'ın, aynı şekilde ilk yaratılışı örnek göstermesi de böyledir. "Göklerde ve yerde olan en üstün sıfatlar O'nundur. O güçlüdür, hakimdir" (Rum: 30/27) "Ey İnsanlar öldükten sonra tekrar dirilmekten şüphede iseniz bilin ki, ne olduğunuzu size açıklamak için Biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra pıhtılaşmış kandan, sonra da yapısı belli belirsiz bir çiğnem etten yaratmışızdır." (Hacc: 22/5) "İnsan kendi yaratılışını unutur da "çürümüş kemikleri kim yaratacak" diyerek bize misal vermeye kalkar. De ki, onları ilk defa yaratan diriltecektir" Allah onları topraktan yaratmıştı. Sonra devamla Allah Teala şöyle buyurur: "O her türlü yaratmayı bilendir" (Yasin: 39/78-79) Allah bunu, varlıkların bütün inceliklerini ve halden hale geçmelerini bildiğini açıklamak için söylemiştir. Sonra buyurur ki: "Yaş ağaçtan size ateş çıkarandır" (Yasin: 39/80) Allah bununla yakıcı ve kuru ateşi soğuk ve yaş şeyden çıkardığını beyan ediyor. Bu iki şey birbirine son derece terstir. Çünkü sıcaklığın ve nemin bir arada olması sıcaklığın ve kuruluğun bir arada olmasından daha kolaydır. Bu yüzden havanın ve suyun ısınması toprağın ısınmasından daha kolaydır. Ateşin, bizatihi sıcak ve kuru olması bu hükmü, değiştirmez, çünkü o basit bir cisimdir. Kuruluk nemliğin zıddıdır. Nemlikten ise suyun nemli oluşu gibi yaşlık ve ayrıca işlenmeye müsait olma hali kastedilir. Hava nemli olan şeyler arasındadır. Kuru olma durumuna gelince, o yaşlığın zıddıdır. Ateş kuru bir şeydir. Kurulukla bir şeyin şekillenmesinin ve işlenmesinin yavaş olduğu da ifade edilir. Toprakla ise ateşin tersine her iki manada kuruluk vardır. Fakat kendilerinde hem sıcaklık hem de rutubet olan canlılarda üç unsur (anasır-ı selase) bulunur: Toprak, su ve hava. Ateş bölümüne gelince, insanlarla ilgili olarak bu konuda iki görüş vardır: Kimileri "onda ateşten bir parça olmasa da ateş sıcaklığı (hararet-i nariye) vardır" der. Kimileri ise ateşten bir parçanın olduğunu söyler. Her iki takdirde de canlının (hayevan) oluşumu, yeşil ağaçtan ateş çıkma imkanın oluşu cihetiyle ağaçtan daha üstün unsurlardandır. Yeşil ağaçtan ateş yaratmaya kadir olan, topraktan canlı yaratmaya daha kadirdir. Bu bilinen bir şeydir. Her ne kadar canlılarda hava ve suya ait cüzler olsa da durum değişmez. Maksat ortaya çıkan şeylerde zikri geçen unsurların bir arada olmasıdır. Allah Teala buyurur ki: "Gökleri ve yeri yaratan kendilerinin benzerini yaratmaya Kadir olmaz mı?" (Yasin: 39/81) Bu öncül, bedahatle bilinen bir şeydir. Bu yüzden burada pekiştirme sorusu (istifham-ı takriri) gelmiştir ki, bu kanunun muhatap tarafından bilinen ve kabul edilen bir şey olduğuna delalet eder. Nitekim Allah Sübhanehu buyurur ki: "Sana bir misal vermezler ki, Biz onun gerçeğini ve en iyi anlaşılanını sana vermemiş olalım" (Furkan: 25/33) Sonra O, genel kudretini şöyle açıklar: "Bir şeyi dilediği zaman O'nun buyruğu sadece o şeye "Ol" demektir, hemen olur"  (Yasin: 39/82)