البحث

عبارات مقترحة:

الوهاب

كلمة (الوهاب) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فعّال) مشتق من الفعل...

الأول

(الأوَّل) كلمةٌ تدل على الترتيب، وهو اسمٌ من أسماء الله الحسنى،...

المتعالي

كلمة المتعالي في اللغة اسم فاعل من الفعل (تعالى)، واسم الله...

سورة النساء - الآية 37 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿الَّذِينَ يَبْخَلُونَ وَيَأْمُرُونَ النَّاسَ بِالْبُخْلِ وَيَكْتُمُونَ مَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِنْ فَضْلِهِ ۗ وَأَعْتَدْنَا لِلْكَافِرِينَ عَذَابًا مُهِينًا﴾

التفسير

Yüce Allah, kendilerine vermiş olduğu rızıktan infak etmeyi farz kıldığı kimselerin infak olarak vermeleri gereken kişilere bunu vermemelerini, bu yaptıklarının aynısını başkalarına da söz ve fiilleriyle emrederek yapmalarını istemelerini, Allah’ın lütuf olarak bahşettiği rızık, ilim ve diğer nimetleri gizlemelerini ve insanlara gerçeği açıklamamalarını asla sevmez. Bilakis onlar hakkı gizleyerek batıl olanı insanlara gösterirler. İşte bu hasletler kâfirlere ait özelliklerdir. Bundan ötürü bizler de kâfirler için utanç verici bir azap hazırladık.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم