البحث

عبارات مقترحة:

العفو

كلمة (عفو) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فعول) وتعني الاتصاف بصفة...

المحسن

كلمة (المحسن) في اللغة اسم فاعل من الإحسان، وهو إما بمعنى إحسان...

الواسع

كلمة (الواسع) في اللغة اسم فاعل من الفعل (وَسِعَ يَسَع) والمصدر...

سورة العنكبوت - الآية 29 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿أَئِنَّكُمْ لَتَأْتُونَ الرِّجَالَ وَتَقْطَعُونَ السَّبِيلَ وَتَأْتُونَ فِي نَادِيكُمُ الْمُنْكَرَ ۖ فَمَا كَانَ جَوَابَ قَوْمِهِ إِلَّا أَنْ قَالُوا ائْتِنَا بِعَذَابِ اللَّهِ إِنْ كُنْتَ مِنَ الصَّادِقِينَ﴾

التفسير

"Siz, şehvetinizi gidermek için erkeklere arkalarından mı yaklaşıyorsunuz? Yolcuların yollarını mı kesiyorsunuz? İşlemiş olduğunuz bu ahlâksızlık ve taşkınlıktan dolayı insanlar sizlerin bulunduğunuz topraklardan geçmiyorlar bile. Meclislerinizde, çırılçıplak bulunmak, yanınızdan geçenlere söz ve hareketlerle eziyet etmek gibi çirkin işler mi yapıyorsunuz?” Onlara bu çirkin işleri yasaklamasının ardından kavminin ona cevabı ise ancak şöyle demekten başka bir şey olmadı: "Eğer iddia ettiğinde doğru söylüyorsan, bizi tehdit ettiğin Allah’ın azabını getir bakalım!"

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم