البحث

عبارات مقترحة:

الوكيل

كلمة (الوكيل) في اللغة صفة مشبهة على وزن (فعيل) بمعنى (مفعول) أي:...

الغفور

كلمة (غفور) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فَعول) نحو: شَكور، رؤوف،...

الشاكر

كلمة (شاكر) في اللغة اسم فاعل من الشُّكر، وهو الثناء، ويأتي...

سورة سبأ - الآية 43 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿وَإِذَا تُتْلَىٰ عَلَيْهِمْ آيَاتُنَا بَيِّنَاتٍ قَالُوا مَا هَٰذَا إِلَّا رَجُلٌ يُرِيدُ أَنْ يَصُدَّكُمْ عَمَّا كَانَ يَعْبُدُ آبَاؤُكُمْ وَقَالُوا مَا هَٰذَا إِلَّا إِفْكٌ مُفْتَرًى ۚ وَقَالَ الَّذِينَ كَفَرُوا لِلْحَقِّ لَمَّا جَاءَهُمْ إِنْ هَٰذَا إِلَّا سِحْرٌ مُبِينٌ﴾

التفسير

Rasûlümüze indirmiş olduğumuz, içerisinde zerre kadar bir karışıklık dahi olmayan apaçık ayetlerimiz bu yalanlayan müşriklere okunduğunda şöyle dediler: "Bunları getiren adam, sizi babalarınızın üzerinde olduğu yoldan çevirmek isteyen bir kimseden başkası değildir." Ve yine şöyle dediler: "Bu Kur'an, O'nun Allah'a nispet ederek uydurmuş olduğu bir yalandan başka bir şey değildir." Allah'a küfredip, inkârda bulunanlar, Allah tarafından kendilerine Kur'an gönderilince şöyle dediler: "Bu, karı ile kocanın ve baba ile oğulun arasını ayırmak için yapılan apaçık bir büyüden (sihirden) başka bir şey değildir."

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم