البحث

عبارات مقترحة:

الحفيظ

الحفظُ في اللغة هو مراعاةُ الشيء، والاعتناءُ به، و(الحفيظ) اسمٌ...

التواب

التوبةُ هي الرجوع عن الذَّنب، و(التَّوَّاب) اسمٌ من أسماء الله...

المؤخر

كلمة (المؤخِّر) في اللغة اسم فاعل من التأخير، وهو نقيض التقديم،...

سورة فاطر - الآية 32 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿ثُمَّ أَوْرَثْنَا الْكِتَابَ الَّذِينَ اصْطَفَيْنَا مِنْ عِبَادِنَا ۖ فَمِنْهُمْ ظَالِمٌ لِنَفْسِهِ وَمِنْهُمْ مُقْتَصِدٌ وَمِنْهُمْ سَابِقٌ بِالْخَيْرَاتِ بِإِذْنِ اللَّهِ ۚ ذَٰلِكَ هُوَ الْفَضْلُ الْكَبِيرُ﴾

التفسير

Sonra Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in, diğer ümmetlerin üzerinde seçmiş olduğumuz ümmetine Kur'an'ı verdik. Onlardan kimi haramları işleyip vacipleri terk ederek kendilerine zulmeder. Kimileri vacipleri yapıp haramlardan uzaklaşmanın yanında; bazı müstehapları terk edip bazı mekruhları işlemek suretiyle ortadadır. Kimileri ise Allah'ın izni ile hayırlı amellerde yarışır. Bu; vaciplerin ve müstehapların yerine getirilmesi, haramların ve mekruhların terk edilmesi ile olur. Burada zikredilen -bu ümmetin seçkin kılınması ve kendilerine Kur'an'ın gönderilmesi- hiçbir faziletin ve ihsanın kendisine yakınlaşamayacağı şekilde Allah'tan büyük bir ihsandır.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم