البحث

عبارات مقترحة:

الله

أسماء الله الحسنى وصفاته أصل الإيمان، وهي نوع من أنواع التوحيد...

المحسن

كلمة (المحسن) في اللغة اسم فاعل من الإحسان، وهو إما بمعنى إحسان...

الباسط

كلمة (الباسط) في اللغة اسم فاعل من البسط، وهو النشر والمدّ، وهو...

Ebu Rifâ'a Temîm b. Useyd -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına vardım; hutbe okuyordu. Yâ Rasûlallah! Yabancı bir kimse , dinini sorup, öğrenmeye gelmiş; dininin ne olduğunu bilmeyen bir adamım.” dedim. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bana döndü ve hutbesini bırakarak ta yanıma kadar geldi. Kendisine bir sandalye getirdiler. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu sandalyenin üzerine oturarak, Allah'ın kendisine öğretmiş olduğu bilgilerden bana da öğretmeye başladı. Sonra tekrar hutbesine dönerek, onu sonuna kadar tamamladı.”

شرح الحديث :

Yabancı bir adam Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in hutbe verdiği esnada O’nun yanına gelmesi ve adamın;Yâ Rasûlallah! Yabancı bir kimse, dinini sormaya gelmiş; dininin ne olduğunu bilmeyen bir adamım.” demesi üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ona dönmüş ve hutbesini bırakarak onun yanına kadar gelmiş, kendisine bir sandalye getirilmiş ve Rasûlullah- sallallahu aleyhi ve sellem- ona öğretmeye başlamıştır. Çünkü bu adam ilmi sevip isteyen ve buna hazır olan ve dinini öğrenmek isteyen bir adamdır. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ona doğru gelmiş, hutbe irad etmeyi bırakmış (adama dinini öğrettikten) sonra tekrardan hutbe irad etmeye geri dönmüştür. İşte bu, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in alçak gönüllülüğündendir.


ترجمة هذا الحديث متوفرة باللغات التالية