البحث

عبارات مقترحة:

المحسن

كلمة (المحسن) في اللغة اسم فاعل من الإحسان، وهو إما بمعنى إحسان...

الشاكر

كلمة (شاكر) في اللغة اسم فاعل من الشُّكر، وهو الثناء، ويأتي...

العفو

كلمة (عفو) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فعول) وتعني الاتصاف بصفة...

Abdullah b. Abbas -radıyallahuy anhumâ- anlatıyor: Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- Medine’ye geldiğinde insanlar selem meyvede (hurma) satışını bir, iki ve üç sene vadeli bir şekilde yapıyorlardı. Bunun üzerine Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem-: «Her kim hurmada selem suretiyle alışveriş yaparsa, ölçeği belli, tartısı belli miktarda ve belli bir vakte kadar selem yapsın.» buyurdu.

شرح الحديث :

Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem- Medine’ye muhacir olarak geldi. Medine ehlini meyve ve ziraatla uğraştıkları için alışverişte borçla alıp satıyorlar halde buldu. Bu da parayı önceden verip meyveyi bir yıl, iki yıl ve üç yıl sonra alma şeklinde oluyordu. Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem- onların bu muamelelerini ikrar etti. Bu satışı elinde olmayan malı satan ve bilinmezliğe götüren satış babından saymadı. Çünkü bu (selef) borçlu alışverişi zimmetle (yani şahıslar ile) alakalı olup malın kendisiyle alakalı değildir. Ancak Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem- bu bekleme süresinin meydana getirebileceği, uzun süreli çekişmelerden ve husumetlerden uzak tutması için onlara bazı hükümler beyan etmiştir. Peşinden de şöyle buyurdu: Kim herhangi bir şeyde borç alarak alışveriş yaparsa onun ölçüsünü, tartısını bilinen şeri ölçülerde zapt altına alsın ve bunu belli bir müddete bağlasın. Miktarını ve ödeyeceği vakti bilirse husumet ve tartışma da kesilir. Müşteri hakkını gereği gibi sorunsuz bir şekilde almış olur.


ترجمة هذا الحديث متوفرة باللغات التالية