السلام
كلمة (السلام) في اللغة مصدر من الفعل (سَلِمَ يَسْلَمُ) وهي...
Ebû Zer -radıyallahu anh-'dan merfû olarak rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buymuştur: «Babası olmadığını bildiği birini babam diye sahiplenen kimse, babasına nankörlük etmiş olur. Kendisine ait olmayan bir şeyi sahiplenmeye kalkışan kimse bizden değildir. O, Cehennem'deki yerine hazırlansın. Her kim, bir adama öyle olmadığı halde kâfir veya Allah düşmanı derse, bu sözler gerisin geriye kendisine döner.»
Bu hadiste zikredilen üç hususu yapan kimse için şiddetli bir şekilde tehtid ve uyarı vardır. Bir de bunların üçünü birden işleyen kimsenin durumu ne (kadar da kötü) olur? Birincisi: Babasını bilen, nesebi de sabit olduğu halde onu inkâr edip bilmezlikten gelen ve kendisini babasından başka bir nesebe ya da kabileye nispet edip bunu iddia eden kimsedir. İkincisi: Nesebi, malı ve herhangi bir hakkı, herhangi bir işi, ilimlerden bir ilmi olmadığı halde kendisinde olmayan bir vasfı fırsat bilip insanları kendisine çekiyorsa, o kimse yalancıdır ve onun azabı çetindir. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- böyle yapan bir kimseden uzaklaşmış ve ona, ateşten bir yer seçmesini emretmiştir. Çünkü o kimse Cehennem ehlindendir. Üçüncüsü: Bir kimseye küfür, yahudi olmak, hristiyan olmak ya da Allah'ın düşmanı olmak iftirasını atan kimsedir. Söylediği bu şeyler sözü söyleyen kimseye geri döner. Çünkü bu iftirayı atan kimse, bu kötü sıfatları, kötü söz ve fiillerinden haberdar olmayan müslümandan daha çok hak eder.