الحسيب
(الحَسِيب) اسمٌ من أسماء الله الحسنى، يدل على أن اللهَ يكفي...
Muaviye -radıyallahu anh- Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-’i şöyle buyururken işittim demiştir: «Müezzinler, insanların en uzun boyunlu olanlarıdır.»
Muaviye -radıyallahu anh- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şöyle buyurduğunu rivayet etmektedir: «Kıyamet günü müezzinler insanların en uzun boyunlu olanlarıdır.» Hadiste yer alan "A’nâk", "Unk" kelimesinin çoğuludur. Ümmetin geçmiş ve sonradan gelen alimleri bu hadisin manasında farklı görüşler ifade etmişlerdir. Bir kısım alime göre boyun uzunluğu hakiki manadadır. Kıyamet günü insanların ağızlarına ter ve irinleri gem vuracaktır. Müezzinler boyunları uzayarak bu sıkıntı ve kederden uzak olacaklar. Bir kısım alim ise, yüce Allah’ın rahmetine duyulan özlem ile yorumlamışlardır. Zira bir şeyi özlemle bekleyen kimse dört gözle beklediği şeye boynunu uzatarak bakıp, bekler. Buna göre manası, alacakları bol sevaptır. Bir kısım alimler ise, müezzinlerin lider ve efendi konumunda olacakları manasına geldiğini söylemişlerdir. Zira Araplar bir kavmin ileri gelen efendilerini uzun boyunlu terimiyle ifade ederler. Bir görüşe göre tabi olma bakımından en hırslı olanlar manasındadır. Bunun dışında farklı görüşler de bulunmaktadır. “Kıyamet günü” İnsanların öldükten sonra yüce Allah tarafından tekrardan diriltilecekleri gün anlamına gelir. İşte bu gün müezzinler için bir özellik vardır. Boyunları en uzun olan insanlar onlar olacaklar. Bu özellik müezzinlerden başkasına verilmeyecektir. Onların üstünlüğü ve değeri gözüksün diye boyunları uzun olacaktır. Çünkü müezzinler Allah’ı tekbir ederek, tevhit ve Rasûlüne şehadet getirerek, kurtuluşa davet eder, gür bir sesle ezan okurlar. Yüksek minarelerden bu ezanları okuyarak, yeryüzünü inletirler. Bundan dolayı yaptıkları amelin karşılığı aynı türden kendilerine verilir. Başları kıyamet günü dik olacak, yüzleri yukarı bakacaktır. Bu da kıyamet günü onların boyunları uzun olarak gerçekleşecektir. Bundan ötürü kişinin ezan okumak için azimli olması, camide bile olmasa bu görev için özen göstermesi gerekir. Şerhu’n-Nevevî alâ Muslim, (4/91), Şerh-u Riyazi’s-Salihîn, İbn Useymîn (5/32).