الوهاب
كلمة (الوهاب) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فعّال) مشتق من الفعل...
Ebû Hureyre –radıyallahu anh-’dan rivayet edildiğine göre, Nebi –sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Yüce Allah yaratacağı mahlûkatı yaratıp onlarla ilgili yaratma işini tamamladığı zaman, akrabalık bağı (rahim) kalkıp Rahmân’ın izarına yapıştı. Rahmân: “Bırak” diye buyurdu. Akrabalık bağı: “Rabbim! Burası, akrabalık bağlarını kesmekten sana sığınanların makamıdır” dedi. Rahmân: “Evet, öyledir. "Sen, seninle bağını muhafaza edenlere benim de bağımı devam ettitmemden; onu kesenlerden benim de onu kesmeme razı olmaz mısın?” buyurdu. Akrabalık: “Evet, olurum.” dedi. Rahmân da: “Öyleyse, bu isteğini sana veriyorum”» diye buyurdu.Bunun üzerine Allah rasûlü –sallallahu aleyhi ve sellem- dedi ki: “İstiyorsanız: “Demek, yüz çevirdiğinizde yeryüzünde bozgunculuk çıkaracak ve akrabalık bağlarını koparacaksınız, öyle mi?” ayetini okuyun. Buharî'nin rivayetinde " Kim akrabalık bağını devam ettirirse onunla bağımı devam ettiririm. Her kim de akrabalık bağlarını keserse onunla bağımı keserim.»
“Yüce Allah yaratacağı mahlûkatı yaratıp, onlarla ilgili yaratma işini tamamladığı zaman”, yani; mahlûkatını yaratmayı bitirdiğinde. Allah’ın kudretinin sınırı yoktur, hiçbir şey onu başka bir şeyi yapmaktan alıkoyamaz, bununla birlikte yaratma fiili belirli bir zaman içinde gerçekleşmiştir. Ancak, (yaratma) fiilinin belirli bir vakit alması hikmeti gereğidir. Bu, Allah’ın fiillerinin meşietiyle alakalı olduğunun delillerindendir. Ne zaman bir şey yapmak isterse onu yapar. Yoksa “onlarla ilgili yaratma işini tamamladığı zaman” ifadesinden her şeyi yaratmayı bitirdiği manası çıkmaz. Bilakis mahlûkatını yaratmaya devam etmektedir. Ancak Allah -Azze ve Celle- takdir etmiş, bunu yazmış ve bunun olacağını ilmiyle bilmektedir. Sonra onu dilemesiyle vuku bulur. Her şey O’nun ilmi, takdiri, yazması ve dilemesiyle olur. “Akrabalık bağı (rahim) kalkıp Rahmân’ın izarına yapıştı. Rahmân: “Bırak” diye buyurdu.” Bu söz ve fiiller; kalkmak, konuşmak, rahim (akrabalık bağına) nispet edilmiştir. Rahim insanların uyguladığı soyut bir şey olsa dahi hadisin zahiri hakiki olarak anlaşılması gerekir. Ancak -Allah Azze ve Celle-’nin kudreti insanın aklının almasıyla kıyas edilmez. Bu hadis sıfatlarla alakalı hadisler cümlesindendir. Âlimler geldiği gibi kabul edilmesinin gerekliliğinden bahsetmişlerdir. Böyle kabul etmeyenler için reddiyeler vermişlerdir. Hadisin zahiri Allah Teâlâ’nın insanın giydiği deri, keten ve pamuktan üretilmiş elbise türünden izarı ve ridası olduğu manasına gelmez. Allah -Azze ve Celle- şöyle buyurmuştur: “Onun benzeri hiçbir şey yoktur. O hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.” “Rabbim! Burası, akrabalık bağlarını kesmekten sana sığınanların makamıdır” dedi. Bu sığınanların sığınacağı en büyük makamdır. Sılayı rahimin azametine ve onu terk etmenin şiddetine delalet eder. “el-Kati’a”; ilişkiyi kesmek demektir. “Vasl”(ilişki) ise; yakınlara ihsanda bulunmak, onlara sevgi beslemek, onlara yakın olmak, yardım etmek, eziyet veren şeyleri def etmek, dünya ve ahirette onların menfaatine olan şeyleri talep etmektir. Rahmân: “Evet, öyledir. "Sen, seninle bağını muhafaza edenlere benim de bağımı devam ettitmemden; onu kesenlerden benim de onu kesmeme razı olmaz mısın?” buyurdu. Akrabalık: “Evet, olurum” dedi. Rahmân da: “Öyleyse, bu isteğini sana veriyorum diye buyurdu.” Kim akraba ilişkilerini devam ettirirse Allah da onunla bağını devam ettirir. Allah kiminle bağını devam ettirirse o kimse dünyada ve ahirette her hayır ve mutluluğa ulaşır ve sonunda Rabbinin civarında, Firdevs’inde olur. Çünkü Allah’ın bağı, kişinin Kerim olan Rabbinin yüzüne baktığı makama kadar devam eder. Her kim de akrabalık bağını koparırsa, Allah da onunla bağını koparır. Allah’ın da bağını kopardığı kimse Allah’ın düşmanı olan kovulmuş şeytanla birlikte olur.