المؤمن
كلمة (المؤمن) في اللغة اسم فاعل من الفعل (آمَنَ) الذي بمعنى...
Hakîm b. Muâviye el-Kuşeyrî'nin babasından rivayet ettiği hadiste babası şöyle demiştir: Ya Rasulallah! Kadınlarımızın bizim üzerimizdeki hakkı nedir.? Dedim. Yediğin gibi onu da yedirmek, giydiğin gibi -yada kazandığından- onu da giydirmek, yüzüne vurmamak, onu kötülememek, bir de darılıp ayrı yatmaya mecbur kaldığında onu ancak ev için de yapmaktır.
Muâviye el-Kuşeyrî -radıyallahu anh- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e hanımların vacip olan hakkının ne olduğunu sordu. Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- gücü ve kazancı ölçüsünde yedirmek ve giydirmesinin farz olduğunu beyan etmiştir. Sonra hanımın yüzüne vurmayı, ona sayıp sövmeyi yasaklamış, bir de darılıp ayrı yatmaya mecbur kaldığında onu ancak ev için de yapmasını söylemiştir. Onu hecretmesi -onu cezalandırmak istediğinde- yatağına almamakla olur. Başka eve gitmekle yada onu göndermekle olmaz.