البحث

عبارات مقترحة:

المحيط

كلمة (المحيط) في اللغة اسم فاعل من الفعل أحاطَ ومضارعه يُحيط،...

الحفيظ

الحفظُ في اللغة هو مراعاةُ الشيء، والاعتناءُ به، و(الحفيظ) اسمٌ...

الرحيم

كلمة (الرحيم) في اللغة صيغة مبالغة من الرحمة على وزن (فعيل) وهي...

سورة البقرة - الآية 258 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِي حَاجَّ إِبْرَاهِيمَ فِي رَبِّهِ أَنْ آتَاهُ اللَّهُ الْمُلْكَ إِذْ قَالَ إِبْرَاهِيمُ رَبِّيَ الَّذِي يُحْيِي وَيُمِيتُ قَالَ أَنَا أُحْيِي وَأُمِيتُ ۖ قَالَ إِبْرَاهِيمُ فَإِنَّ اللَّهَ يَأْتِي بِالشَّمْسِ مِنَ الْمَشْرِقِ فَأْتِ بِهَا مِنَ الْمَغْرِبِ فَبُهِتَ الَّذِي كَفَرَ ۗ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ﴾

التفسير

Ey Peygamber! İbrahim -aleyhisselam- ile Allah'ın rubûbiyeti ve tevhidi hakkında tartışıp çekişen şu azgın adamın cüretkârlığından daha çok şaşılacak bir şey gördün mü? Bu azgın adamdan bu cüretkâr tavır meydana gelmiştir. Çünkü o, Allah'ın kendisine mülk verdiği bir kimsedir. İbrahim -aleyhisselam- ona, Rabbinin sıfatlarını açıklayarak şöyle demiştir: "Benim Rabbim yaratılmış olan varlıkları yaratan ve onları öldürendir." Azgın olan o kimse ise inat ile; "İstediğimi öldürüp istediğimi bağışlayarak ben de öldürür ve diriltirim." dedi. Bunun üzerine İbrahim -aleyhisselam- ona, daha büyük bir delil ile geldi ve şöyle dedi: "Muhakkak ki benim Rabbim güneşi doğduğu yerden getirir, sen de güneşi batıdan getirsene!" dedi. Bu güçlü ve üstün gelen delil karşısında azgın kimse şaşırdı ve kesiliverdi. Allah, zulümleri ve azgınlıkları sebebi ile zalimleri kendi yolunu tutmak hususunda muvaffak kılmaz.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم