البحث

عبارات مقترحة:

الحي

كلمة (الحَيِّ) في اللغة صفةٌ مشبَّهة للموصوف بالحياة، وهي ضد...

الشهيد

كلمة (شهيد) في اللغة صفة على وزن فعيل، وهى بمعنى (فاعل) أي: شاهد،...

الفتاح

كلمة (الفتّاح) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فعّال) من الفعل...

سورة المائدة - الآية 45 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿وَكَتَبْنَا عَلَيْهِمْ فِيهَا أَنَّ النَّفْسَ بِالنَّفْسِ وَالْعَيْنَ بِالْعَيْنِ وَالْأَنْفَ بِالْأَنْفِ وَالْأُذُنَ بِالْأُذُنِ وَالسِّنَّ بِالسِّنِّ وَالْجُرُوحَ قِصَاصٌ ۚ فَمَنْ تَصَدَّقَ بِهِ فَهُوَ كَفَّارَةٌ لَهُ ۚ وَمَنْ لَمْ يَحْكُمْ بِمَا أَنْزَلَ اللَّهُ فَأُولَٰئِكَ هُمُ الظَّالِمُونَ﴾

التفسير

Biz Tevrat'ta, Yahudilere kim bir nefsi haksız yere kasten öldürürse, o da ona karşılık öldürülür diyerek bu hükmü farz kıldık. Kim bir başkasının gözünü kasten çıkarırsa onun da gözü çıkarılır. Kim kasten bir başkasının burnunu keserse onun da burnu kesilir. Kim bir başkasının kulağını kasten kopartırsa onun da kulağı kopartılır. Kim bir başkasının dişini kasten sökerse, onun da dişi sökülür. Aynı şekilde yaralamalarda da kısas vardır ve cani/suçlu işlemiş olduğu suçun misliyle cezalandırılır. Bununla birlikte kim kısas hakkını bağışlarsa, bu kendi günahlarına, yapmış olduğu zulümlere ve zulmettiklerinin yerine bir kefaret olur. Kim kısas ile ilgili durumlarda ve diğer durumlarda Allah'ın indirdiğiyle hümetmezse, işte o Allah'ın koymuş olduğu sınırları aşıp terk etmiş olur.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم