البحث

عبارات مقترحة:

العفو

كلمة (عفو) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فعول) وتعني الاتصاف بصفة...

البر

البِرُّ في اللغة معناه الإحسان، و(البَرُّ) صفةٌ منه، وهو اسمٌ من...

المحيط

كلمة (المحيط) في اللغة اسم فاعل من الفعل أحاطَ ومضارعه يُحيط،...

سورة المائدة - الآية 97 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿۞ جَعَلَ اللَّهُ الْكَعْبَةَ الْبَيْتَ الْحَرَامَ قِيَامًا لِلنَّاسِ وَالشَّهْرَ الْحَرَامَ وَالْهَدْيَ وَالْقَلَائِدَ ۚ ذَٰلِكَ لِتَعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَعْلَمُ مَا فِي السَّمَاوَاتِ وَمَا فِي الْأَرْضِ وَأَنَّ اللَّهَ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمٌ﴾

التفسير

Allah Kâbe'yi; Beyt-i Haram'ı insanların namaz, hac ve umre gibi yararlarına olan dinî ibadetleri, harem bölgesinde güvende olma ve bütün ürünlerin orda toplanması gibi dünyevî işleri yerine getirebilmeleri için uygun bir yer kılmıştır. Aynı zamanda Allah; zilkade, zilhicce, muharrem ve recep haram aylarını başkaları ile savaş etmekten emniyette olmaları için güvenli kılmıştır. Hac kurbanı ve Harem'e götürüldüğünün göstergesi olarak bu kurbanlara takılı olan gerdanlıklar sahiplerinin eziyete maruz kalmaktan emniyette olmaları içindir. Böylece Allah, size ihsanda bulunmuştur. Şunu iyi bilin ki, Yüce Allah göklerde ve yerde olanı hakkıyla bilendir. Ve şüphesiz Allah herşeyi hakkıyla bilir. Bunun için koyduğu hükümler - sizin için yararlı şeylerin elde edilmesi ve henüz ortaya çıkmadan önce zararlı şeylerin de def edilmesi içindir- kulları için nelerin faydalı olacağını bildiğinin bir delilidir.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم