البحث

عبارات مقترحة:

الوهاب

كلمة (الوهاب) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فعّال) مشتق من الفعل...

الخبير

كلمةُ (الخبير) في اللغةِ صفة مشبَّهة، مشتقة من الفعل (خبَرَ)،...

النصير

كلمة (النصير) في اللغة (فعيل) بمعنى (فاعل) أي الناصر، ومعناه العون...

سورة يوسف - الآية 80 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿فَلَمَّا اسْتَيْأَسُوا مِنْهُ خَلَصُوا نَجِيًّا ۖ قَالَ كَبِيرُهُمْ أَلَمْ تَعْلَمُوا أَنَّ أَبَاكُمْ قَدْ أَخَذَ عَلَيْكُمْ مَوْثِقًا مِنَ اللَّهِ وَمِنْ قَبْلُ مَا فَرَّطْتُمْ فِي يُوسُفَ ۖ فَلَنْ أَبْرَحَ الْأَرْضَ حَتَّىٰ يَأْذَنَ لِي أَبِي أَوْ يَحْكُمَ اللَّهُ لِي ۖ وَهُوَ خَيْرُ الْحَاكِمِينَ﴾

التفسير

Yusuf'un taleplerine icabet etmesinden ümitlerini kestiklerinde istişare etmek için insanlardan uzaklaştılar. En büyük kardeşleri dedi ki: Def etmeye güç yetiremediğiniz ölümün sizi kuşatması hariç, babanızın oğlunu (Bünyamin'i) ona geri götürmeniz için Allah adına sizden sapa sağlam aldığı sözü hatırlatırım. Bundan önce de Yusuf hakkında işlediğiniz kusuru biliyorsunuz. Babanıza verdiğiniz sözü yerine getirmediniz. Babam bana geri dönmem için müsade edene kadar ya da kardeşimi alma hususunda Allah hükmedene kadar Mısır topraklarını terk etmeyeceğim. Allah hükmedenlerin en hayırlısıdır. O, hak ve adalet ile hükmeder.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم