البحث

عبارات مقترحة:

الأعلى

كلمة (الأعلى) اسمُ تفضيل من العُلُوِّ، وهو الارتفاع، وهو اسمٌ من...

الرفيق

كلمة (الرفيق) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فعيل) من الرفق، وهو...

الإله

(الإله) اسمٌ من أسماء الله تعالى؛ يعني استحقاقَه جل وعلا...

سورة النحل - الآية 76 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿وَضَرَبَ اللَّهُ مَثَلًا رَجُلَيْنِ أَحَدُهُمَا أَبْكَمُ لَا يَقْدِرُ عَلَىٰ شَيْءٍ وَهُوَ كَلٌّ عَلَىٰ مَوْلَاهُ أَيْنَمَا يُوَجِّهْهُ لَا يَأْتِ بِخَيْرٍ ۖ هَلْ يَسْتَوِي هُوَ وَمَنْ يَأْمُرُ بِالْعَدْلِ ۙ وَهُوَ عَلَىٰ صِرَاطٍ مُسْتَقِيمٍ﴾

التفسير

Allah -Subhânehu ve Teâlâ- müşriklere reddiye vermek için onlara başka bir örnek daha vermiştir. Bu (örnek) iki adamın örneğidir: Birisi sağırdır, duymaz, konuşmaz ve anlamaz. Sağırlığı ve dilsizliği sebebiyle kendisine ve başkasına bir fayda sağlamaktan da aciz kalmış bir kimsedir. Bu kimse, onun bakımını sağlayan ve sorumluluğunu üstlenen kimseler için de ağır bir yüktür. Onu nereye yönlendirse bir hayır getirmez ve istediğini elde edemez. Hiç, bu kimsenin durumuyla, duyması ve konuşması sağlıklı olan, başkalarına faydası dokunan, insanlara adaleti emreden, dosdoğru, apaçık, hiçbir gizliliği ve eğriliği olmayan bir yol üzerine olan kişinin durumu eşit olur mu? -Ey müşrikler!- Nasıl olur da yücelik ve kemal sıfatlarıyla nitelenen Yüce Allah ile duymayan ve konuşmayan, hiçbir fayda getirmeyen ve zararı gideremeyen putlarınızı eş tutarsınız?

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم