العفو
كلمة (عفو) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فعول) وتعني الاتصاف بصفة...
Abdullah b. Ömer -radıyallahu anhumâ-'dan merfû olarak rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Allah kıyamet gününde gökleri dürer sonra sağ eline alır ve şöyle buyurur: Melik (Mülkün hakiki sahibi benim). Nerede (o) zalimler, nerede o büyüklük taslayanlar? Sonra da yerleri dürüp, sol eline alır ve şöyle buyurur: Melik (Mülkün hakiki sahibi benim). Nerede (o) zalimler, nerede o büyüklük taslayanlar?»
İbn Ömer -radıyallahu anhumâ- bizlere Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in onlara Allah -Azze ve Celle-'nin kıyamet gününde yedi kat semayı dürüp sağ eline alacağını, yedi kat yeryüzünü dürüp sol eline alacağını haber verdiğini aktarmıştır. Şüphesiz ki onlardan her birini düreceği zaman zorba ve kibirlenenleri küçümseyerek onlara seslenmiştir. Şüphesiz ki O, hakiki kâmil olan mülkün sahibidir. Mülkü üzerinde bir zayıflığı ya da mülkünün zail olması mümkün değildir. Ondan başka bütün melik (sahipler) ve memlukler (sahip olunanlar), adiller ve zalimler son bulacak ve Allah -Azze ve Celle-'nin huzurunda zelil olacaklardır. O, yaptığından dolayı sorgulanamaz, fakat onlar sorgulanırlar.