البر
البِرُّ في اللغة معناه الإحسان، و(البَرُّ) صفةٌ منه، وهو اسمٌ من...
Âişe -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre: ''Zurayk oğulları Yahudilerinden Lebid b. A'sam adında bir yahudi, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e sihir yaptı. Bundan dolayı Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bazı işleri yapmadığı halde o iş kendisine yapıyorum gibi geliyordu. Nihayet bir gün yada bir gece Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- dua etti. Sonra tekrar dua etti, sonra tekrar dua etti''. Sonra bana: ''Ey Âişe! Kendisinden fetva istediğim şey hakkında Allah bana o şey hakkında fetva verdi. Bana iki kişi Cebrâil ile Mikâil geldi. Biri başımın ucuna ve diğeri de ayak ucuma oturdu. Baş ucumda olan, ayak ucumda olana yada ayak ucumda olan, baş ucunda olana: ''Bu kimsenin rahatsızlığı nedir?'' diye sordu. O da; ''Büyülenmiştir'' dedi. Öteki: Onu kim büyüledi?'' dedi. Diğeri: ''Lebîd b. A'sam” diye cevap verdi. Öteki: ''Bu büyü, hangi şeyle yapılmıştır?” dedi. Diğeri: ''Bir tarak, saç döküntüsü ve erkek hurma tomurcuğu ile yapılmıştır'' diye cevap verdi. Öteki: ''Bu büyü, nerededir?” diye sordu. Diğeri: ''Zervan kuyusunda” diye cevap verdi.Âişe demiş ki: ''Daha sonra Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- sahabilerinden bazı kimselerle birlikte oraya gitti. Sonra bana: ''Ey Âişe! Vallahi, kuyunun suyu kına ıslatılmış su gibi kırmızımtırak, hurması da şeytanları başları gibi idi” buyurdu. Ben: ''Ey Allah'ın Rasûlü! O büyüyü (çıkarıp) yakmadın mı!” dedim. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Hayır, yakmadım! Allah bana şifa verdi. O büyüyü çıkarmak suretiyle sihrin kötülüğünün insanlar arasında yayılmasını istemedim. Kuyunun kapatılmasını emrettim. Kuyu da kapatıldı'' buyurdu.''
Müminlerin annesi Âişe -radıyallahu anhâ- Yahudilerden Zurayk oğullarından ismi Lebîd b. el-A'sam olan bir adamın Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e büyü yaptığını anlatıyor.Öyle ki bundan dolayı Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bazı işleri yapmadığı halde o iş kendisine yapıyormuş gibi geliyordu.O gün Âişe -radıyallahu anhâ-'nın yanında olduğu zaman,Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onun ile ilgilenmez oldu.Allah Teâlâ ona işin hakikatini gösterene kadar dua ile ve duanın tekrarı ile meşgul oluyor.Sonra da Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ona Allah Teâlâ'nın dua ettiği şeyde ona icabet ettiğini haber verdi.İki melek geldi biri baş ucuna oturdu diğeri de ayak ucuna oturdu.Biri diğerine dedi ki: ''Bu kimsenin rahatsızlığı nedir?'' diye sordu.Yani Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in O da;''Büyülenmiştir'' dedi.Dedi ki: Kim ona büyü yapmış?Diğeri: ''Lebîd b. A'sam” diye cevâp verdi.''Bu büyü, hangi şeyle yapılmıştır?” dedi. ''Bir tarak, saç döküntüsü ve erkek hurma tomurcuğu ile yapılmıştır'' diye cevap verdi.Saçını taradığı zaman saçından çıkan kıllarla yapmıştır.Üzerinde hurma tohumunun olduğu örtü nerdedir?Zervan kuyusunda” dîye cevap verdi.O da Medine'de olan bir kuyudur.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bazı sahabeleriyle gelip onu çıkardılar.Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Âişe -radıyallahu anhâ-'ya döndü.Kuyunun suyunun renginin sanki içine kına bandırılmış gibi kırmızı olduğunu haber verdi.Kötü su olması sebebiyle ya da içine atılan şey sebebiyle rengi değişmişti.Hurma ağacının başı hoş olmamasıyla ve kötü görüntüsüyle şeytanların kafalarına benziyor.Âişe -radıyallahu ahâ- dedi ki: ''Onu çıkarmadın mı?''Büyüyü çıkarıp insanlar arasında yaymadın mı ki onlarda oalnları bilsinler?Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: O büyüyü çıkarmak suretiyle sihrin kötülüğünün insanlar arasında yayılmasını istemedim.Allah benden büyüyü giderip şifa verdi.İnsanlar arasında yayarsam münafıklara büyüyü hatırlatmanın şerri onun öğrenilmesi ve benzeri gibi şeylerle bu kapıyı açmayı kerih gördüm.Bu şekilde onlar müminlere eziyet verirler.Bu da mefsede korkusuyla maslahatın terk edilmesi babından olup,Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- kuyunun kapatılmasını emretti ve kapatıldı.Bazı insanlar Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'in büyü kıssasını inkar ettiler.Bunun Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in korunması konusunda bir ayıplama olacağını iddia ettiler.Şu ihtimali de olabilir Cebrâîl'i görmediği halde görüyormuş zannedebilir.Kendisine vahiy geldiğini zanneder ama ona vahiy gelmiyordu.Keza bunların hepsi reddedilir.Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Allah Teâlâ tarafından geleni bildirmesi ve tebliğ etmesi konusunda koruma altında olduğuna dair deliller vardır.Onun başına gelen ve büyü sebebiyle zarar görmesi tebliğinde bir eksiklik olmayıp bir zarar vermemiştir.Bilakis o başına gelebilecek hastalıklar ve afetler türündendir.Onun başına gelen büyüyü diğer rivayetler açıklamıştır.O da hanımıyla cinsel ilişkiye girmediği halde girdiğini düşünmesidir.