البارئ
(البارئ): اسمٌ من أسماء الله الحسنى، يدل على صفة (البَرْءِ)، وهو...
Abdulazîz b. Rufey' şöyle dedi: Ben Şeddâd b. Ma'kıl ile beraber İbn Abbâs -radıyallahu anhuma-'ın yanına girdim. Şeddâd b. Ma'kıl, İbn Abbâs'a: Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- birşey bıraktı mı? diye sordu. İbn Abbâs: Mushaf'ın iki yanını kuşatan cildler arasında bulunandan başka birşey bırakmadı, dedi. Biz yine beraberce Muhammed İbnu'l-Hanefiyye'nin yanına girdik ve ona da aynı suâli sorduk. Muhammed ibnu'l-Hanefiyye de: İki kap arasında bulunandan başka birşey bırakmadı, dedi.
İki değerli tabiin Abdulazîz b. Rufey' ve Şeddâd b. Ma'kıl İbn Abbâs -radıyallahu anhuma-'ın yanına girmişlerdir. Şeddâd b. Ma'kıl İbn Abbâs'a: Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- vefat ettiğinde birşey bıraktı mı? diye sordu. İbn Abbâs ona şöyle cevap verdi: Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem- Mushaf'ın iki kapağı arasındaki Kur'an'dan başka birşey bırakmadı. O ikisi yine beraberce Muhammed İbnu'l-Hanefiyye'nin yanına girdiler ve ona da aynı suâli sordular. O da aynı cevabı verdi. Bu hadis, Kuran Ali'nin imametini belirledi ancak sahabeler onu gizledi iddiasında bulunan Rafizi mezhebinin batıllığını açıklamaktadır. İbn Abbâs, Ali'nin amcasının oğludur. Muhammed İbnu'l Hanefiyye Ali'nin oğludur. Bu ikisi insanlar arasında ondan ayrılmayan kimselerdendir. Eğer onların iddia ettikleri gerçek olsaydı, öncelikle onlar buna vakıf olurlardı ve bunu gizlemeleri uygun olmazdı. Bilakis Ali -radıyallahua anh-'dan buna benzer sözler varid olmuştur.