الحسيب
(الحَسِيب) اسمٌ من أسماء الله الحسنى، يدل على أن اللهَ يكفي...
Ebû Hureyre -radıyallahu anh- şöyle demiştir: Ben Medine çarşılarından bir çarşıda Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile beraberdim. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yürüdü, ben de O'nun beraberinde yürüdüm. (Nihayet Fâtıma'nın -radıyallahu anha- evinin avlusunda bir kenara oturdu da torunu Hasan'ı kastederek) üç kere: «Küçük neredesin? Küçük neredesin? Küçük neredesin?» diye seslendi. Ve bana: «Ali'nin oğlu Hasan'ı çağır!» buyurdu. Bunun üzerine Ali'nin oğlu Hasan, boynunda kokulu boncuk gerdanlığı olduğu halde yürüyüp geldi. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- sarmaşmak üzere elini şöyle yaydı, Hasan da elini açıp yaydı, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-, Hasan'a sarılıp onu sarmaladı ve: «Allah'ım! Ben bu çocuğu seviyorum, sen de onu sev ve onu seveni de sev!» diye duâ etti. Ebû Hureyre -radıyallahu anh-: Rasûlullah -sallallah aleyhi ve sellem-'in, Hasan hakkında söylediği bu sözIerden sonra artık bana hiçbir kimse Ali'nin oğlu Hasan'dan daha sevgili olmadı, demiştir.
Ebû Hureyre -radıyallahu anh- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile Medine'nin çarşılarından bir çarşıda birlikteydi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- yürüdü, Ebû Hureyre -radıyalllahu anh- da O'nunla birlikte yürüdü. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-, Fatıma -radıyallahu anha-'nın evine geldi. Hasan -radıyallahu anh-'ı çağırarak: «Eyne Lukau?» (Küçük çocuk neredesin?) dedi. Ebû Hureyre -radıyallahu anh-'a; «Onu bana çağır!» dedi. Hasan b. Ali -radıyallahu anhuma-, boynunda gerdanlık olduğu halde geldi. Hasan'a sarılmak için Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- kollarını açtı. Hasan da kollarını açtı ve birbirlerine sarıldılar. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Allah'ım! Ben Hasan'ı seviyorum, sen de onu sev ve onu seveni de sev!» Ebû Hureyre -radıyallahu anh-: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in Ali'nin oğlu Hasan hakkında söylediği bu sözIerden sonra; "Artık bana hiçbir kimse Ali'nin oğlu Hasan'dan daha sevgili olmadı" demiştir.