الحميد
(الحمد) في اللغة هو الثناء، والفرقُ بينه وبين (الشكر): أن (الحمد)...
Ukbe b. Âmir -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: “Nikâhın en hayırlısı, kolay ve külfetsiz olanıdır”. Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem bir adama: “Seni falanca hanımla evlendireyim mi?” Adam, “Evet” dedi. Kadına, “Seni falanca erkekle evlendirmemi kabul eder misin?” diye sordu. Kadın “Evet” dedi. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- onları birbiriyle evlendirdi. Adam kadınla zifafa girdi. Ama herhangi bir mehir tespit edilmemişti. Bir süre sonra adama ölüm vakti geldiğinde şöyle dedi: “Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- beni falanca kadınla evlendirdi. Ona herhangi bir mehir vermemiştim. Şimdi ona mehir olarak Hayber’deki hissemi veriyorum.” “Kadın o hisseyi aldı ve yüz bin dirheme sattı.”
Bu hadiste Ukbe b. Âmir -radıyallahu anh- Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem-'in nikâhın kolay ve külfetsiz olanını teşvik ettiğini zikretmiştir. En faziletli nikahın mehri az olan nikah olduğunu beyan etmiştir. Az mehirli olan evlilik tercih edilen evliliktir. Caiz olmakla birlikte çok mehir talep etmek ise bu faziletin hilafınadır. Eğer mehir az ise evlenmek isteyen kimselere zor gelmez ve evliliği isteyen kimselerin sayısı artar. Fakirlerde evlenebilir ve evliliğin en önemli isteği olan nesilde artmış olur. Sonra Ukbe -radıyallahu anh- Nebî -sallallahu aleyhi ve seşllem-'in bir adamı evlendirmek için bir kadını, sonra o adamıda o kadına evlenmesi için sunduğunu haber vermiştir. Her iki tarafta muvafakat ettiklerinde Nebî -sallallahu aleyhi ve sellem o ikisini evlendirmiştir. Adam kadına bir mehir belirlememiş ve ona birşey vermeden zifafa girmiştir. Ölümü yaklaştığında Hayberde ganimet olarak payına düşen araziyi mehir olarak vermiştir. Kadında bu araziyi alıp yüz bin dirheme satmıştır.