البحث

عبارات مقترحة:

المجيب

كلمة (المجيب) في اللغة اسم فاعل من الفعل (أجاب يُجيب) وهو مأخوذ من...

الإله

(الإله) اسمٌ من أسماء الله تعالى؛ يعني استحقاقَه جل وعلا...

الفتاح

كلمة (الفتّاح) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فعّال) من الفعل...

سورة الحشر - الآية 7 : الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم

تفسير الآية

﴿مَا أَفَاءَ اللَّهُ عَلَىٰ رَسُولِهِ مِنْ أَهْلِ الْقُرَىٰ فَلِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ وَلِذِي الْقُرْبَىٰ وَالْيَتَامَىٰ وَالْمَسَاكِينِ وَابْنِ السَّبِيلِ كَيْ لَا يَكُونَ دُولَةً بَيْنَ الْأَغْنِيَاءِ مِنْكُمْ ۚ وَمَا آتَاكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهَاكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُوا ۚ وَاتَّقُوا اللَّهَ ۖ إِنَّ اللَّهَ شَدِيدُ الْعِقَابِ﴾

التفسير

Yüce Allah’ın (fethedilen) kasaba halkından savaşmadan alınarak Peygamberine verdiği fey Allah'a aittir. Allah onu dillediği kimseye verir. Yine Rasûle mülk olarak verir. Haşimoğulları'ndan ve Abdulmuttalip Oğulları'ndan olan akrabalarına verir. Bu, sadakadan men edilmeleri sebebi ile onlar için bir telafidir. Yine yetimler, fakirler, yolda kalmış ve nafakasını yitirmiş olan kimseler içindir. Bu; malların, sadece zengin olanlar arasında dönüp dolaşmaması ve fakirlere de verilmesi içindir. -Ey Mü'minler!- Rasûl -sallallahu aleyhi ve sellem- size fey mallarından ne verdiyse, onu alın ve sizi neyden sakındırmışsa ondan kaçının. Emirlerine itaat ederek ve yasaklarından kaçınarak Allah'tan korkun. Muhakkak ki Yüce Allah, cezalandırması çetin olandır. O'nun cezalandırmasından sakının.

المصدر

الترجمة التركية للمختصر في تفسير القرآن الكريم