الغفار
كلمة (غفّار) في اللغة صيغة مبالغة من الفعل (غَفَرَ يغْفِرُ)،...
İbn Ömer -radıyallahu anhuma- bir yolculuğa çıkacak olan kimseye şöyle derdi: Yanıma gel de, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-’in bizimle vedalaştığı gibi seninle vedalaşalım. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle vedalaşırdı: «Estevdiullâhe dîyneke ve emâneteke ve havâtîme amelike» (Dinini ve emanetlerini koruması ve amellerini hayırla sonuçlandırması için seni Allah’a emanet ediyorum.) Sahâbî Abdullah b. Yezîd el–Hatmî -radıyallahu anh- şöyle dedi: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- orduyla vedâlaşmak istediği zaman: «Estevdiullâhe dîynekum ve emânetekum ve havâtîme amelikum» (Dininizi ve emanetlerini koruması ve amellerinizi hayırla sonuçlandırması için sizleri Allah’a emanet ediyorum.) derdi.
İbn Ömer -radıyallahu anhuma- yolculuğa çıkacak olan kimseye şöyle derdi: Bana yaklaş ki, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in bize veda ettiği gibi sana veda edeyim. Bu İbn Ömer -radıyallahu anhuma-'dan sahabe -radıyallahu anhum-'un Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetine olan bağlılıklarının ne kadar tam olduğunu ve onların bu hususta ne kadar çok istekli olduklarını açıklamaktır. ''Bir kimseyle vedalaşacaksa'' Yani yolculuğa çıkacak olan bir kimseyle ''Onun elini tutar ve bırakmazdı.''Bu bazı rivayetlerde geldiği gibidir. Tevazunun en üst derecesi ile sevgi ve merhamettinin göstergesi olarak o adamın elini bırakmazdı. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- veda edilen kişiye şöyle buyururdu: «Dinini koruması için seni Allah’a emanet ediyorum.» Ondan koruma talep eder ve O'ndan senin dinini korumasını isterim. «Emanetlerini» Emanetlerinin korunmasını, emanetler genel olup İnsanların kendilerinden sorumlu oldukları insanların (hanımı, çocukları diğer yakınları vb.) hakları ile Allah'ın hakkı gibi şeylerdir. Bir adam yolculuğunda ihtiyaç duyduğu şeylerden almak, vermek ve insanlarla olan ilişkileriyle meşgul olmaktan geri durmaz. Ona emaneti koruması ve hiyanetten uzak durması için dua etti. Sonra da ailesine giderse dini ve dünyevi olarak ona kötülüğü dokunacak olan sondan emin olur. Bu, Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'in sünnetinden olup şayet Allah yolunda savaşa gidecek bir topluluğa veda edecek olursa onları bu kapsamlı dua ile yolcu ederdi. Zira bu dua eksiklerinin giderilmesi, düşmanlarına galip gelmeleri ve savaşta Allah'ın farz kıldıklarını koruma konusunda daha fazla vesile olur.