الخبير
كلمةُ (الخبير) في اللغةِ صفة مشبَّهة، مشتقة من الفعل (خبَرَ)،...
Ebû Hureyre -radıyallahu anh-'dan merfû olarak aktarılan hadiste: "Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem-'e şarap içen bir adam getirildi. Şöyle buyurdu: "Onu dövün!" Kimimiz onu ellerimizle, kimimiz ayakkabılarıyla, kimimiz de elbisesi ile dövdü. O adam salıverilince oradakilerden biri: "Allah seni rezil ve rüsva etsin!" deyince, Peygamber - sallallahu aleyhi ve sellem: Öyle demeyin! Ona karşı şeytana yardımcı olmayın."
Hadisin anlamı: Sahabeler -radıyallahu anhum- Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-’in yanına içki içen bir adam getirdiler. Nebi – sallallahu aleyhi ve sellem- belirli bir sayıyla sınırlamadan o kimseye vurulmasını emretti ve sahabeler de vurdular. Bazıları hiçbir eşya kullanmadan elleriyle, bazıları o kişiyi caydırma amaçlı ayakkabılarıyla, bazıları da elbiseleriyle vurdular. Had cezasının uygulandığı alet olan kırbacı kullanmamışlardır. İnsanlar vurmayı bitirince aralarından bazıları: “Allah seni rezil ve rüsva etsin!” dedi. Yani, o kimseye alçak ve rezil olması için beddua etti. Bu da insanlar arasında rezil ve küçük düşmektir. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: “Öyle demeyin, Ona karşı şeytana yardımcı olmayın.” dedi. Çünkü ona rezil rüsva olması için beddua ettiklerinde belki dualarına icabet edilir ve şeytan amacına ulaşabilirdi. Had cezası uygulanmasına rağmen günahkâr kişi oradan uzaklaşmadan şeytan maksadına nail olur.