النصير
كلمة (النصير) في اللغة (فعيل) بمعنى (فاعل) أي الناصر، ومعناه العون...
Huzeyfe b. Yemân -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: «Nefsim (canım) elinde olan Allah'a yemin olsun ki; ya iyiliği emreder kötülükten sakındırırsınız ya da Allah yakında sizin üzerinize öyle bir bela gönderir de sonra Allah'a dua edersiniz de duanız kabul edilmez.»
«Canım elinde olan zata yemin ederim ki» cümlesi yemin cümlesidir. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bununla Allah'a yemin etmiştir. Çünkü kulların canları Aziz ve Celîl olan Allah'ın elindedir. Dilerse doğru yola iletir, dilerse saptırır, dilerse öldürür, dilerse hayatta bırakır. Kısacası bütün canlar, hidayet ve dalalet,hayat ve ölüm, öldürme, her türlü tasarruf ve işlerinin çekip çevrilmesi yönüyle Allah'ın elindedir. Allah Tebâreke ve Teâlâ'nın buyurduğu gibi: "Nefse ve ona birtakım kabiliyetler verene,sonra da ona iyilik ve kötülükleri ilham edene yemin ederim ki.'' (Şems Suresi: 7-8) Yani nefisler sadece Allah'ın elindedir. Bundan dolayı Allah'ın Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- böyle yemin etmiştir. Allah Rasûlu -sallallahu aleyhi ve sellem-, bu şekilde yemini çok yapardı.''Nefsim elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki'' derdi. Ayrıca ''Muhammed'in nefsi/canı elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki'' derdi.Çünkü Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem-'in nefsi, nefislerin en hoşudur. Nefislerin en hoşu olduğu için onunla yemin etmiştir. Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-, yemin ettikten sonra üzerine yemin ettiği şeyi zikretmiştir ki o da şudur: Ya iyiliği (marufu) emreder ve münkerden (kötülükten) alıkoyarız, ya da yüce Allah bize öyle bir azap gönderir ki, azap sonrası Allah'a yalvarırız da duamız kabul edilmez.