البحث

عبارات مقترحة:

النصير

كلمة (النصير) في اللغة (فعيل) بمعنى (فاعل) أي الناصر، ومعناه العون...

الوهاب

كلمة (الوهاب) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فعّال) مشتق من الفعل...

الخبير

كلمةُ (الخبير) في اللغةِ صفة مشبَّهة، مشتقة من الفعل (خبَرَ)،...

Ebu Hureyre -radıyallahu anh-’den rivâyet edildiğine göre Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurdu: “Eğer mü’min, Allah’ın azabını bilseydi, cennet ümidine kapılmazdı. Kâfir de Allah’ın rahmetinin tam olarak kavrayabilseydi, O’nun cennetinden asla ümidini kesmezdi.”

شرح الحديث :

Hadisin manası: Şüphesiz ki cennete girmesi kesinleşmiş mümin, eğer Allah’ın kafirlere ve dalalet ehline vereceği cezanın ve azabın hakikatini bilseydi cennet ümidine kapılmazdı. Bilakis bedenlerin kaldıramayacağı cehennemin şiddetli azabından ve büyük cezasından temennisi ateşten uzak olmaktan başka bir şey olmazdı. Bunun tam aksi de kâfir içindir. Eğer merhametlilerin en merhametlisinin rahmetini ve ikram edenlerin en cömerdinin hakikatini kavrayabilseydi, O’nun rahmetinden asla ümidini kesmezdi. Bilakis Allah'ın rahmetinin ve mağfiretinin genişliğini bildiği için cennetine girmeyi temenni ederdi.


ترجمة هذا الحديث متوفرة باللغات التالية