النصير
كلمة (النصير) في اللغة (فعيل) بمعنى (فاعل) أي الناصر، ومعناه العون...
Ebu Saîd el-Hudrî –radıyallahu anh-’dan şöyle rivayet edilmiştir: Bir adam, Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem-’e geldi ve ‘’İnsanların en üstünü kimdir?’’ diye sordu. Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem-,’’Allah yolunda canı ve malıyla cihad eden mümin kişidir.’’ buyurdu. Adam,’’Sonra kimdir?’’ diye sorunca, Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem,’’Bir vadiye (insanların gözlerinden uzak bir yere) çekilip Allah’a ibadet eden ve insanlara zararı dokunmayan mümin kişidir.’’ buyurdu.
Peygamber –sallallahu aleyhi ve sellem-’e şöyle soruldu: Adamların hangisi daha hayırlıdır? Allah yolunda malıyla ve nefsiyle cihad eden adam olduğunu açıkladı. Sonra hangisi? denildi. Bir vadiye (insanların gözlerinden uzak bir yere) çekilip Allah’a ibadet eden ve insanlara zararı dokunmayan mümin kişidir, buyurdu. Bununla insanlardan uzak duran Allah’a ibadet eden ve insanlara zararının dokunmasını istemeyen kişiyi kastetti.