البحث

عبارات مقترحة:

الأحد

كلمة (الأحد) في اللغة لها معنيانِ؛ أحدهما: أولُ العَدَد،...

العظيم

كلمة (عظيم) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فعيل) وتعني اتصاف الشيء...

الأعلى

كلمة (الأعلى) اسمُ تفضيل من العُلُوِّ، وهو الارتفاع، وهو اسمٌ من...

Cubeyr b. Mut'im -radıyallahu anh- şöyle dedi: Huneyn Gazvesi'nden dönüşte Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte yürürken bedevi Araplar ısrarla ganimetin taksimini istemeye başladılar. Neticede Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i Semura (denilen dikenli ağacının) altında durmaya zorladılar. Ridası o ağacın dikenlerine takıldı. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- durup: «Bana ridamı verin! Şayet şu ağacın dikenleri kadar hayvanım olsaydı, onların tamamını size paylaştırırdım. Sonra siz, benim cimri, yalancı ve korkak olmadığımı görürdünüz!» buyurdu.

شرح الحديث :

Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- Huneyn Gazvesi'nden döndükten sonra ki orası Mekke ile Tâif arasında bir vadidir. O'nunla beraber Cubeyr b. Mutim -radıyallahu anh- da vardı. Birlikte yürürken bedevi Araplar ısrarla ganimetin taksimini istemeye başladılar. Neticede Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i Semura (denilen dikenli ağacının) altında durmaya zorladılar. -Semure ağacı dikenli bir çöl ağacıdır- Ridası o ağacın dikenlerine takıldı. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- durup: «Bana ridamı verin! Şayet şu ağacın dikenleri kadar hayvanım olsaydı, -dikenleri olan bir ağaçtır- deve, inek ve koyun gibi hayvanlarım olsaydı onların tamamını size paylaştırırdım. Sonra siz, benim cimri, yalancı ve korkak olmadığımı görürdünüz!» buyurdu.


ترجمة هذا الحديث متوفرة باللغات التالية