البارئ
(البارئ): اسمٌ من أسماء الله الحسنى، يدل على صفة (البَرْءِ)، وهو...
Abdullah b. Amr b. As -radıyallahu anh- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in şöyle buyurduğunu işittim demiştir: «Şüphesiz Allah, ilmi insanlardan çekip almakla değil, alimlerin ruhlarını kabzetmek suretiyle kaldıracaktır. Nihayet hiç bir alim bırakmayınca insanlar kendilerine cahil bir takım kimseleri öncüler edinirler. Bunlara (soru) sorulur, onlar da ilimsiz fetva verirler de hem kendileri saparlar, hem halkı saptırırlar.»
Abdullah b. Amr b. As -radıyallahu anh-’den rivayet olunan bir hadiste Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: «Şüphesiz Allah, ilmi insanlardan çekip almakla değil, âlimlerin ruhlarını kabzetmek suretiyle kaldıracaktır.» Burada ifade edilen ilim Kur’an, sünnet ve ikisine bağlı olan şer’î ilimlerdir. Yüce Allah ilmi çekip alarak, göğe kaldırmayacaktır. Ancak bu âlimlerin ruhlarını kabzetmek suretiyle gerçekleşecektir. Yani onların ölüp, ruhlarının çıkmasıyla olacaktır. «Nihayet hiç bir alim bırakmayınca», yani yüce Allah alimlerin ruhlarını kabzettiği zaman “İnsanlar kendilerine cahil bir takım kimseleri öncüler edinirler.” Başlarına cahil kimseler yönetici, hakim, müftü, imam ve hoca şeyh olarak geçerler. Hadiste yer alan ‘Cuhhâl’ ifadesi ‘cahil’ kelimesinin çoğuludur. Bunlara (soru) sorulur, onlar da ilimsiz fetva verirler de hem kendileri saparlar, hem halkı saptırırlar. Kendilerine sorulan sorulara cevap verip, insanlar arasından hüküm koyarlar. Öylece sapkın ve insanları sapıtan kimseler konumunda olurlar. Cehalet tüm dünyayı kuşatır. Bu hadis ilimin yeryüzünden kalkacağını, insanları yüce Allah’ın dinine irşat eden hiçbir alimin kalmayacağını, ümmetin çöküp dalalete düşeceğini haber vermektedir. Bkz: Mirkatu’l-Mefatîh, 1/460, Şerh-u Riyazi’s-Salihîn, İbn Useymîn (5/452).