البحث

عبارات مقترحة:

المقدم

كلمة (المقدِّم) في اللغة اسم فاعل من التقديم، وهو جعل الشيء...

العليم

كلمة (عليم) في اللغة صيغة مبالغة من الفعل (عَلِمَ يَعلَمُ) والعلم...

اللطيف

كلمة (اللطيف) في اللغة صفة مشبهة مشتقة من اللُّطف، وهو الرفق،...

Abdurrahman b. Avf -radıyallahu anh- anlatıyor: Bir gün Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem- toplanan sadakalara doğru çıkarak, yürüdü. İçeri girip, kıbleye doğru yönelerek, secdeye kapandı. Secdeyi o kadar uzun yaptı ki, "Acaba Allah -Azze ve Celle- Allah Rasûlü'nün ruhunu mu kabzetti?" diye düşündüm. Bu şekilde yanına yaklaştım ve oturdum. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- secdeden başını kaldırıp sordu: «Sen kimsin?» dedi. Ben Abdurrahman'ım. Bir şey mi oldu? Ey Allah'ın Rasûlü! Secdeniz o kadar uzadı ki, Allah -Azze ve Celle-'nin ruhunuzu kabzettiğini zannederek, endişe ettim." dedim. Bunun üzerine Allah Rasûlü -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Ey Abdurrahman! Cebrâil -aleyhisselam- bana gelerek, şunu müjdeledi: Allah -Azze ve Celle- sana salat selam getirene, salat selam edeceğini haber verdi. Ben de bu müjde sebebiyle Allah -Azze ve Celle-'ye şükür secdesinde bulundum.» diyerek karşılık verdi.

شرح الحديث :

Bu hadis-i şerif kişiye bahşedilen nimete karşılık olarak yahut sevindirici haberler duyması halinde şükür secdesi yapılmasının dinen izin verilen bir ibadet olduğunu açıklayıp, beyan etmektedir. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- bir keresinde namaz kılıyordu. Kendisine Cebrâil -aleyhisselam- gelerek, Allah -Azze ve Celle-'nin Peygambere salat selam getirene, salat selam edeceğini haber vererek, müjdeledi. Ayrıca bu hadis bizlere göstermektedir ki, şükür secdesi uzunca yapılabilir. Zira Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- böyle uzunca yapmış, kendisini gören sahabe secdenin uzun sürmesinden dolayı başına bir şeyler gelmesinden endişe duymuştur.


ترجمة هذا الحديث متوفرة باللغات التالية