الأول
(الأوَّل) كلمةٌ تدل على الترتيب، وهو اسمٌ من أسماء الله الحسنى،...
Câbir b. Abdillah -radıyallahu anhuma- anlatıyor: Rasûlullah –sallallahu aleyhi ve sellem- (bir gün) bize hitap etti ve dedi ki: «Ey insanlar! Ölmeden önce Allah'a tevbe edin. (Musibet, hastalık, yaşlılık gibi) ağır meşguliyetlere düşmeden önce salih ameller işlemede acele edin. Çok zikrederek, gizli ve açık çok sadaka vererek Allah'a karşı üzerinizdeki borcu ödeyin ki bol rızka, ilahi yardıma ve güzel hallere sahip olasınız. Bilesiniz Allah, benim içinde bulunduğum şu makamda, şu günde, şu ayda, bu yıldan kıyamete kadar devam etmek üzere cuma namazını farz kıldı. Kim bunu, benim sağlığımda veya ölümümden sonra adil veya zalim bir imam oldukça, küçük görerek veya inkâr ederek terk edecek olursa Allah onun iki yakasını bir araya getirmesin, işine bereket vermesin. Haberiniz olsun! O kimsenin tevbe etmedikçe ne namazı, ne zekâtı, ne haccı, ne orucu, ne de makbul bir iyiliği vardır. Kim de tevbe ederse Allah onun tevbesini kabul eder. Haberiniz olsun! Bir kadın bir erkeğe imamlık yapamaz. Bir bedevi de muhacire imamlık yapamaz. Facir de mümine imamlık yapamaz. Ancak fasık zor kullanır, mü'min de onun kılıcından ve kamçısından korkarsa bu durumda yöneticiye uyar.»
Câbir b. Abdullah -radıyallahu anhuma- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in onlara hitab etmek için kalktığını ve şöyle buyurduğunu haber veriyor: Ey insanlar! Ölmeden önce Allah'a tevbe ediniz.Musibet hastalık, yaşlılık gibi ağır meşguliyetlere düşmeden önce salih ameller işlemede acele edin.Çok zikrederek, gizli ve açık çok sadaka vererek Allah'a karşı üzerinizdeki borcu ödeyin ki bol rızka, ilahi yardıma ve güzel hallere sahip olasınız. Allah, düşmanlarınıza karşı size yardım etsin ve bütün durumlarınızı düzeltsin. Bilesiniz Allah, benim içinde bulunduğum şu makamda, şu günde, şu ayda, bu yıldan Kıyamet'e kadar devam etmek üzere cuma namazını farz kıldı. Kim bunu, benim sağlığımda veya ölümümden sonra adil veya zalim bir imam oldukça, küçük görerek veya inkâr ederek terk edecek olursa Allah onun iki yakasını bir araya getirmesin, işine bereket vermesin. Haberiniz olsun! O kimsenin tevbe etmedikçe ne namazı, ne zekâtı, ne haccı, ne orucu, ne de makbul bir iyiliği vardır. Kim de tevbe ederse Allah onun tevbesini kabul eder. Sonra onları bir kadının bir erkeğe imamlık yapmasından nehyetti. Aynı şekilde bir bedevinin de muhacire imamlık yapmasını yasak etti.Çünkü arabi cahil; muhacir ise ilim sahibidir. Fasıkın da mümine imamlık yapmasını yasakladı. Ancak fasık, gücüyle ona galip gelir ve o da fasığın kendisine zarar vermesinden korkarsa o zaman fasık imam olur. Daha önce geçtiği gibi bu hadis zayıftır. Tevbeyi emretme gibi "Ey müminler! Hep birden Allah'a tevbe ediniz ki kurtuluşa eresiniz." (Nur Suresi 31) Bu hadiste geçen bazı hususlar aşağıda zikredilen deliller ile Kur'an ve sünnette sabittir: Salih amelleri işlemekte acele davranmak: "Rabbinizden bir mağfirete; Allah'a ve peygamberlerine inananlar için hazırlanmış olup, genişliği gökle yerin genişliği kadar olan Cennet'e koşuşun. (Hadid Suresi 21) Zikri emreden delil: "Ey iman edenler! Allah'ı çokça zikredin." (Ahzab Suresi 41) Cuma namazını kılmayı emir ile alakalı delil: "Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırıldığı (ezan okunduğu) zaman, hemen Allah'ı anmaya koşun ve alışverişi bırakın." (Cuma Suresi: 9) İmamlık için en faziletli olanın takdim edilmesi ile alakalı delil: "Bir kavme Allah'ın kitabını en iyi bilen imamlık eder.''