السبوح
كلمة (سُبُّوح) في اللغة صيغة مبالغة على وزن (فُعُّول) من التسبيح،...
Fürey'a binti Malik b. Sinân'dan rivayet edildiğine göre -Ebû Saîd el-Hudrî -radıyallahu anh-'ın kız kardeşidir- Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in yanına gelip Hudraoğulları olan ailesine dönmeyi sordu. Çünkü kocası kendisinden habersiz yere kaçan kölelerini aramaya çıktı. Fakat onlara yetişti ancak onu öldürdüler. Rasûlullah -sallalalhu aleyhi ve sellem'e ailemin yanına dönebilirmiyim? eşim bana bir mesken yada nafaka bırakmadı diye sordu. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in kendisine evet cevabını verdiğini söyledi. Daha sonra sözüne şöyle devam etti: Odama yada mescide gittiğimde beni çağırarak yada beni emretti ve beni çağırdılar. Bana nasıl olmuştu dedi? Bende kocam hakkında zikredilen kıssayı ona tekrardan anlattım. Bana şöyle buyurdu: Takdir yerini buluncaya kadar evinde dur. Bunun üzerine o evde dört ay on gün iddet bekledim. Daha sonra Osman b. Affân bana elçi gönderdi ve bu meseleyi bana sordu. Ona bunu haber verdim ve sözümü alıp onunla hükmetti.
Bu hadis ismi zikredilen bayan sahabenin kocası vefat ettiğinde kocası ile beraber yaşadığı evden başka bir yerde iddetini beklemek istediğini beyan etmektedir. Nebî -aleyhisselatu vesselam- ona Allah'ın iddeti bitene kadar evinde kalmasını farz kıldığını haber vermiştir. Bu hadis kocası ölen kadının iddeti ve yas tutması bitene kadar kocasının vefat ettiği esnada oturduğu evde kalmasının gerekli olduğu aslını içermektedir. İddeti ve yas tutmasındaki takdir yerini buluncaya kadar evinden ayrılması helal olmaz. Buda eğer hamile ise çocuğunu doğurana kadar, eğer hamile değil ise dört ay on gün tamamlanana kadardır.