المعطي
كلمة (المعطي) في اللغة اسم فاعل من الإعطاء، الذي ينوّل غيره...
İbn Abbâs'dan rivayet edildiğine göre, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur: "Biribirleri ile taş ve kamçı ile dövüşen bir topluluk içersinde kim tarafından ve nasıl öldürüldüğü bilinmeyen bir ölü bulunsa, onun diyeti hatâen öldürmenin diyetidir. Teammüden öldürülen kişi için ellerinin kısas (için bağlanmas) ı vardır. Onunla kısas arasına giren Allah'ın, meleklerin ve bütün insanların lanetine uğrasın."
Bu hadis bir topluluk arasında birbirlerine bir şey atarken yada kalabalık gibi belirsiz bir sebebten dolayı bir kimse öldürülüp, katilinin kim olduğu bilinmiyorsa bu kimsenin öldürülmesi hata olan öldürme olarak kabul edildiğini ifade eder. Beytülmal'dan hata ile öldürme olarak diyeti karşılanır. Kim kasıtlı öldürürse elleri bağlanır. Yani kendi nefsini kısasa teslim etmesi gerekir yada nefsini kısasla öldürülmeye hükmeder. Burada kendisi yerine el mecaz olarak kullanılmıştır. Yada manası elinin yaptığı amel olan öldürmeden dolayı kısas gerekli olur. Kısas ele mecaz olarak izafe edilmiştir. Her kimde katil ile kısasın arasına maktulun akrabaları kısası istediği halde onları kısastan vazgeçirmek adına girişimde bulunursa, kendini Allah'ın lanetine sunmuş olur. Allah Teâlâ suçunun azametinden dolayı onun tövbesini, yapmış olduğu farzları ve nafileleri kabul etmez.