القيوم
كلمةُ (القَيُّوم) في اللغة صيغةُ مبالغة من القِيام، على وزنِ...
İbn Abdullah İbn eş-Şıhhîr -radıyallahu anh-'dan demiştir ki: Babam dedi ki: (Ben bir gün) Âmiroğulları'nın elçileriyle birlikte (elçi olarak) Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'in huzuruna gitmiştim. Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'e: Sen bizim seyyidimizsin, dedik de, Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Es-Seyyid Allah -Tebâreke ve Teâlâ-'dır.» buyurdu. Biz: Sen bizim faziletçe en faziletlimiz, (eşe, dosta iyilik elini) uzatma bakımından da en üstünümüzsün, dedik. Bunun üzerine Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Söylediğinizin hepsi bu veya buna yakın bir söz olsun. Şeytan sizi (mübalağalı övgülerde) koşturmasın!»
Bu elçiler Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'i övmede aşırıya gidince Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem- onları Allah Subhanehu karşısında edebli olmak ve tevhidi korumak için bunu yapmaktan nehyetti.Onlara, içinde aşırılığın ve sakıncanın olmadığı sözleri söylemeyi emretti. O'nu, Allah -Azze ve Celle-'nin isimlendirdiği gibi Muhammed Allah'ın Rasûlüdür, şeklinde seslenmeleri, içinde sakınca olmayan bir sesleniştir. Şeytanın onları vesvese vermiş olduğu fiillerinde kendisi yerine vekil edinmemesi için diye uyardı.