المحيط
كلمة (المحيط) في اللغة اسم فاعل من الفعل أحاطَ ومضارعه يُحيط،...
Ebu Abdurrahman Abdullah b. Mesud -radıyallahu anh-'dan rivayet olunduğuna göre o şöyle demiştir: “Sanki Allah Rasulü -sallallahu aleyhi ve sellem-'i gözlerimle görüyormuş gibi hatırlıyorum. Allah’ın salat ve selamı onun üzerine olsun. Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- kendinden önce gelmiş bir peygamber hakkında bize şöyle haber verdi. "Kavmi o peygambere öyle vurdu ve bedenini kanattı ki, O ise yüzünden kan akar vaziyetteyken bile: “Allahım! Sen bu kavmimi affet. Onlar cahil, bilmeyen kimselerdir.” diye dua ederdi.
Peygamberimiz Muhammed -sallallahu aleyhi ve sellem- kendinden önce gelmiş bir peygamber hakkında bize şöyle haber verdi: Kendilerine gönderilmiş peygambere kavmi öyle vurup dövdü ki, yüzünden kanlar akar hale geldi. O ise buna karşılık olarak onlar için Allah’a affetmesi için dua etti. Bu davranış sabırlı ve halim olmak hususunda ulaşılacak en üstün mertebedir. Sadece onlar için dua etmekle yetinmeyip, şefkatle yaklaşarak onları mazur görme yoluna gitti. Zira onların cahil kimseler olduğunu bilmekteydi.