البحث

عبارات مقترحة:

الله

أسماء الله الحسنى وصفاته أصل الإيمان، وهي نوع من أنواع التوحيد...

الغفار

كلمة (غفّار) في اللغة صيغة مبالغة من الفعل (غَفَرَ يغْفِرُ)،...

المجيب

كلمة (المجيب) في اللغة اسم فاعل من الفعل (أجاب يُجيب) وهو مأخوذ من...

Ebû Vâkıd el-Leysî -radıyallahu anh-'dan rivayet edildiğine göre o şöyle demiştir: Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte Huneyn Seferi'ne çıktık. Biz, küfür ve şirk aleminden yeni ayrılmıştık. Müşriklerin Zât-ü Envât dedikleri ve kutsal saydıkları bir ağaçları vardı. Silahlarını o ağacın altında kuşanırlar ve orada ibadet de ederlerdi. Böyle bir ağacın altından geçiyorduk. Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-'e: ''Ey Allah'ın Rasûlü! Onların Zât-ü Envât'ı gibi bize de Zât-ü Envât yap!'' dedik. Bunun üzerine Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem-: «Allahu Ekber! Yine aynı yol! Nefsim elinde olana yemin ederim ki sizler, İsrailoğulları'nın Mûsâ'ya dediğinin aynısını diyorsunuz. (Onlar şöyle demişlerdi: Ey Mûsâ!) Onların ilahları olduğu gibi, sen de bizim için bir ilah yap! dediler) Mûsâ: Gerçekten siz cahil bir toplumsunuz, dedi. Sizden öncekilerin yolunu takip edeceksiniz.»

شرح الحديث :

Ebû Vâkıd el-Leysî -radıyallahu anh- içinde, şaşılacak bir şeyin ve nasihatın olduğu bir olaydan haber veriyor. Onlar, Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- ile birlikte Hevâzin kabilesine karşı savaşmaya gittiler. Sahabelerin İslam'a girmeleri yakın bir vakitte gerçekleşmişti. Şirk onlara gizli kalmıştı (bilememişlerdi). Müşrikleri ağaçtan bereket bekler bir şekilde görünce Nebi -sallallahu aleyhi ve sellem-'den kendileri için o ağacin benzeri olan başka bir ağacı kutsamasını istediler. Nebi -sallalahu aleyhi ve sellem- bu yaptıklarını doğrulamamak için, Allah'ı yüceltmenin ve bu söze şaşırmanın bir ifadesi olarak tekbir getirdi. Bu söz, Mûsâ -aleyhisselâm-'ın kavminin putlara tapanları gördükleri zaman ona söyledikleri söze benziyor: (Onların ilahları olduğu gibi sen de bize ilah yap). Bu onların yoluna uymaktır. Sonra Rasûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- bu ümmetin, yahûdi ve Hiristiyanların yolundan gideceğini, onların usüllerine uyacağını ve onların amellerini yapacağını haber verdi. Bu ifadenin anlamı; bu ameli kötülemek ve onları bu şeyi yapmamaları hususunda uyarmaktır.


ترجمة هذا الحديث متوفرة باللغات التالية